Yeni Asya

AİHM, YENİ ASYA VE EVRENSEL GAZETELERİNİN CEZAEVLERİNE KABUL EDİLMEMESİ İLE İLGİLİ 4 DAVADA DAHA TÜRK HÜKÜMETİ’Nİ SAVUNMASINI SUNMAYA DAVET ETTİ

yeniasya min 1

Davanın Konusu

Başvurular, cezaevi yetkililerinin, olayların meydana geldiği tarihte tutuklu bulunan başvurucuların cezaevi idaresi aracılığıyla “Yeni Asya” ve ‘‘Evrensel” gazetelerini satın almalarına izin vermemesiyle ilgilidir.

Yetkililer, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerin İnfazı Hakkında Kanun’un 62 § 4 maddesi uyarınca, söz konusu “Yeni Asya” ve ‘‘Evrensel” gazetelerinin Basın İlan Kurumu aracılığıyla resmi ilan ve reklam yayımlamalarına izin verilmediği için ceza infaz kurumlarında bulunmalarına izin verilmediği gerekçesiyle başvurucuların taleplerini reddetmiştir.

Başvurucular, Sözleşme’nin 10. maddesi kapsamındaki haklarının ihlal edildiğinden şikayet etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin aşağıda yer alan ‘İfade özgürlüğü’ başlıklı 10. maddesi, ayrıca ‘Bilgi ve fikir edinme özgürlüğü‘nü de güvence altına almaktadır.

İfade özgürlüğü

  1. Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu
    makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin,
    kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme
    özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, Devletlerin radyo, televizyon ve
    sinema işletmelerini bir izin rejimine tabi tutmalarına engel değildir.
  2. Görev ve sorumluluklar da yükleyen bu özgürlüklerin
    kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda
    ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin
    korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin
    önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının
    korunması, gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi veya yargı erkinin
    yetki ve tarafsızlığının güvence altına alınması için gerekli olan bazı
    formaliteler, koşullar, sınırlamalar veya yaptırımlara tabi tutulabilir.

AİHM’in Türk Hükümeti’ne Yönelttiği Sorular

AİHM

Başvurucuların farklı tarihlerdeki şikayetlerini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 05 Şubat 2024 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirerek Hükümeti aşağıdaki soruları cevaplamaya davet etmiştir (Söz konusu bildirim yazısının İngilizce orjinal metnine ulaşmak için buraya, tarafımca yapılan Türkçe çevirisine ulaşmak için ise buraya tıklayınız).

  1. Cezaevi yetkililerinin bazı gazeteleri satın almalarına izin vermemesi nedeniyle, başvurucuların ifade özgürlüğüne, özellikle de bilgi ve fikir edinme haklarına, Sözleşme’nin 10 § 1 maddesi anlamında bir müdahale olmuş mudur (bk., Mehmet Çiftci v. Türkiye, no. 53208/19, §§ 32-33, 16 Kasım 2021 ve Osman ve Altay v. Türkiye, no. 23782/20 ve 40731/20, §§ 40-41, 18 Temmuz 2023)?
  2. Eğer öyleyse, bu müdahale Sözleşme’nin 10§ 2 maddesi bakımından yasayla öngörülmüş müydü ve gerekli miydi? Özellikle ve Anayasa Mahkemesi’nin ilgili içtihadında (bk., Mustafa Koca, no. 2021/38039, 26 Temmuz 2022) belirtilen hususlar da göz önünde bulundurularak, ulusal makamlar ve mahkemeler, Sözleşme’nin 10. maddesinde yer alan ilkelere uygun olarak, başvurucuların ifade özgürlüğü hakkını söz konusu diğer menfaatler karşısında yeterince dengelemiş midir (bk. Mehmet Çiftci, §§ 35 ve devamı ve Osman ve Altay, §§ 43 ve devamı, her ikisi de yukarıda belirtilmiştir)?
  3. Hükümet, söz konusu gazetelerin Basın İlan Kurumu aracılığıyla resmi ilan ve reklam yayınlamalarına neden izin verilmediği konusunda bilgi vermeye davet edilmektedir.

AİHM İlk defa Yeni Asya ve Evrensel gazetelerine Uygulanan İlan ve Reklam Yasağını Sorguladı

Yıllardır, herhangi bir yasal dayanağı olmadığı halde ceza infaz kurumları, Yeni Asya ve Evrensel gazetelerinin tutuklu ve hükümlülere verilmesini yasaklamıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (aşağıda anılmıştır) ve de Anayasa Mahkemesi’nin ceza infaz kurumlarının bu temelsiz uygulamalarının bilgi ve fikir edinme özgürlüğünün ihlal ettiğine yönelik çok sayıda tespiti bulunmaktadır.

Özellikle, Anayasa Mahkemesi, Recep Bekik ve diğerleri (Recep Bekik ve diğerleri [GK], B. No: 2016/12936, 27/3/2019) ile Yavuz Şen ve diğerleri (Yavuz Şen ve diğerleri, B. No: 2017/20009, 12/1/2022) kararlarında, ceza infaz kurumlarında süreli yayınlara erişime ilişkin mevcut sistemde
uygulamadan kaynaklanan bir yapısal sorun yaşandığını, idari ve hukuki tedbirler alınarak
yayınların yeknesak, hakkaniyete uygun ve Anayasa Mahkemesinin öngördüğü kriterleri
karşılayan bir yöntemle mahpuslara tesliminin sağlanması yönünden etkin bir düzen
kurulmadığı takdirde söz konusu yapısal sorunun devam edeceğini ve bu durumun ifade
özgürlüğünün sürekli ihlali anlamına geleceğini belirtmiştir

Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı sonrası, ceza infaz kurumlarında uygulanacak yeknesak standartları belirlemek amacıyla yasal bir düzenleme yapıldı. 14/04/2020 tarihinde 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerin İnfazı Hakkında Kanun’un 62 § 4 maddesinde yapılan söz konusu yasal düzenleme ile artık Basın İlân Kurumu aracılığıyla resmî ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan gazeteler, ceza infaz kurumuna kabul edilmemektedir. İlgili hüküm aşağıdaki gibidir:

Süreli veya süresiz yayınlardan yararlanma hakkı
Madde 62-

(…)
(4) (Ek:14/4/2020-7242/32 md.) Basın İlân Kurumu aracılığıyla resmî ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan gazeteler, ceza infaz kurumuna kabul edilmez. Ancak ilan ve reklamın geçici süreyle kesilmesi hâli, bu hükmün dışındadır. Yabancı dilde yayımlanmış gazete ve dergilerin ceza infaz kurumuna kabul edilmesinde Adalet Bakanlığı yetkilidir.

Anayasa Mahkemesi, söz konusu yasal düzenleme sonrası ilk kez Mustafa Koca başvurusunda (Mustafa Koca, B. No: 2021/38039, 26/7/2022) bu konuyu tekrar değerlendirmiş ve Basın İlân Kurumu aracılığıyla resmî ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan Evrensel Gazetesi’nin başvurucuya verilmemesinin ifade özgürlüğünü ihlal etmediğine karar vermiştir. AYM gerekçesinde özetle, ceza infaz kurumlarının iş yükünün çok olduğunu, basını asıl denetleme görevinin BİK’e ait olduğu, BİK’in Evrensel Gazetesi’ne ilan ve reklam yayınlama hakkı tanımamasının sorumlu ve kaliteli gazetecilik anlayışına uygun olduğunu, başvurucunun en yüksek tirajlı 29 ulusal gazeteden faydalanabileceğini belirtmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin kararının ilgili kısımları aşağıdaki gibidir:

20/4/2020 tarihinde, başvuru konusu müdahalenin kanuni dayanağı olan 5275 sayılı Kanun’un 62. maddesinin (4) numaralı fıkrası yürürlüğe girmiştir (§60).

Böylece Anayasa Mahkemesinin kanaatine göre ciddi bir iş yüküne dönüşen süreli yayınların denetlenmesi görevi, kısmen infaz kurumlarının üzerinden alınarak asıl görevleri olan kurum düzeni, disiplini ve güvenliğinin sağlanmasına odaklanmaları sağlanmış, bir yandan da tutuklu ve hükümlülerin ifade özgürlüklerini daha etkin ve öngörülebilir biçimde kullanabilmeleri imkânı genişletilmiş görünmektedir (§62).

BİK tarafından resmî ilan ve reklam yayımlama hakkının durdurulmasına ilişkin dikkate alınan kriterlerin, medya çoğulculuğuna zarar vermeyecek biçimde medyada şeffaflık
ve hesap verilebilirlik ilkelerinin hayata geçirilmesi, sorumlu ve kaliteli gazetecilik
anlayışının yaygınlaşması amacıyla öngörülen teknik hususlara ilişkin olduğu yukarıdaki
bölümde açıklanmıştır (§63).

Somut olayda başvurucunun talep ettiği Evrensel gazetesinin resmî ilan yayımlama hakkı, BİK tarafından gerçekleştirilen kapsamlı denetimler sonucu Yönetmelik’te öngörülen asgari fiilî satış adedi şartını karşılayamadığının tespit edilmesi üzerine durdurulmuştur. … Nitekim başvurucunun en yüksek tirajlı 29 ulusal gazetenin de aralarında olduğu yakın fikir ve içtihat çeşitliliğine sahip, ortalama 1.800’e varan gazeteye ulaşım imkânı vardır. … Bu bağlamda başvurucunun tirajı yeterli olmadığından resmî ilan yayım hakkı bulunmayan Evrensel gazetesini satın alma talebinin bu sebeple reddedilmesinin ifade özgürlüğü yönünden haksız bir sınırlama oluşturmadığı, kurum düzeni, disiplini, güvenliği ve mahkûmların ıslahı meşru amaçlarını gerçekleştirmek yönünden zorunlu bir sosyal ihtiyacı karşıladığı, tutuklu olan başvurucuya katlanması gerekenden fazla bir külfet yüklemediği, dolayısıyla orantısız da olmadığı ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olduğu sonucuna varılmıştır (§66).

AİHM’in İfade Özgürlüğü’nün İhlali Kapsamında Verdiği Önemli Kararlar

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Mehmet Çiftçi v. Türkiye (no. 53208/19), davasında benzer şikayeti ele almıştır. Bu davada da olayların meydana geldiği zamanda ceza infaz kurumunda tutulan başvurucu Mehmet Çiftçi’ye talep ettiği halde Yeni Asya gazetesi verilmemişti.

Türk Hükümeti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne sunduğu savunmasına ‘somut olayda, başvuranın ifade özgürlüğü hakkına müdahalede bulunulmadığını, başvurana gönderilen yayınlara, ceza infaz kurumunun düzen ve disiplini açısından tehdit oluşturduğu gerekçesiyle el konulduğunu ve bu tedbirin kurum ve başvuranın yararına olduğunu’ ileri sürmüştür.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 16 Kasım 2021 tarihinde taraflara bildirdiği kararında ‘Hükümet’in, ihtilaf konusu tedbiri haklı göstermek için ulusal makamlar tarafından ileri sürülen gerekçelerin uygun ve yeterli olduğunu ve söz konusu tedbirin demokratik bir toplumda gerekli olduğunu kanıtlamadığına’ kanaat getirerek başvurucunun bilgi ve fikir edinme hakkını ihlal edildiğine ve manevi tazminat bağlamında başvurucuya bin avro ödenmesine hükmetmiştir. Ayrıca, herhangi bir kanıtlayıcı belge sunamaması nedeniyle başvurucunun masraf ve giderler bağlamındaki talepleri reddedilmştir.

Yine benzer bir şikayetle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 12 Aralık 2023 tarihinde taraflara bildirdiği İncedere ve Altay v. Türkiye (no. 58778/19 ve diğer iki başvuru) kararında başvurucuların bilgi ve fikir edinme hakkını ihlal edildiğine hükmetmiş ancak başvurucuların tüm tazminat taleplerini reddetmiştir.

Davanın Ele Alınma Süreci

Çekişmesiz Aşama: Dostane Çözüm İmkanı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihadı ve uygulaması uyarınca, eğer taraflar dostane çözüm üzerinde anlaşırlarsa ve özellikle, Hükümet yapılan masraf ve giderlerle birlikte, başvurucuya uğranılan zararı tazmin edecek nitelikte bir ödeme yaparsa bu davada uzlaşma sağlanabilir.

Özellikle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Mehmet Çiftçi v. Türkiye (no. 53208/19) davasındaki içtihatları dikkate alındığında söz konusu davada tarafların dostane çözüm sağlanması konusunu tartışabileceklerini düşünüyorum. Tarafların anlaşmaya varması durumunda ilgili başvurular kayıttan düşürülecektir.

Tek Taraflı Deklarasyon

Tarafların anlaşmaya varamamaları durumunda, Hükümet’in tek taraflı deklarasyon sunma imkanı vardır. Hükümet’in tek taraflı deklarasyon sunduğu durumlarda, Mahkeme Sözleşme’nin 37. maddesinin 1(c) paragrafı uyarınca, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden olup olmadığına karar verir. Eğer başvurucu tek taraflı deklarasyonun koşullarını kabul ederse, Mahkeme davayı dostane çözüm usulü altında inceler.

Çekişmeli Aşama

Taraflar, dostane çözüm üzerinde anlaşamazlarsa, çekişmeli yargı aşaması başlayacaktır. Bu aşamada başvurucuların, Mahkeme İçtüzüğü’nün 36. maddesi 2. ve 4. paragrafları uyarınca, Mahkeme önünde bir avukat tarafından temsil edilmesi gerekir.

Bu aşamada Türk Hükümeti savunmasını sunacaktır. Türk Hükümeti’nin savunmasının başvuruculara bildirilmesi üzerine ise başvurucular yaklaşık 2 aylık bir süre içerisinde (İngilizce ya da Fransızca olarak) kendi gözlemlerini ve adil tazmin taleplerini Mahkeme’ye sunacaktır. Bunların da Türk Hükümeti’ne bildirilmesi üzerine Hükümet bu sefer ikinci gözlemlerini sunacak ve akabinde Mahkeme karar verecektir. Çekişmeli aşamanın yaklaşık bir yıl sürmesini bekliyorum.

AİHM Önünde Avukatla Temsil

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, başvuruculara bir avukat ile temsil edilmeleri gerektiğini bildirmiştir. Bu kapsamda başvurucuların bir temsilci atadıklarına dair yetki belgelerin sunmaları gerekmektedir.

Yargılamada Kullanılacak Dil

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, başvurucuların Türkçe dilini kullanma taleplerini reddetti, bu nedenle yargılamanın tüm aşamalarında ilgili taraflar beyanlarını İngilizce veya Fransızca yapacaktır.

Başvurucuların Listesi

Söz konusu başvurucuların listesini aşağıda bulabilirsiniz:

Whatsapp
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önündeki davalarda yaşanan gelişmelere,
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına,
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ni savunmaya davet ettiği davalara,
  • AİHM’in önemli bildirilerine
  • Yazımlarıma,sıcağı sıcağına ulaşmak için kanalımı WhatsApp kanalımı takip edebilirsiniz.

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir