geri itme 2 min

İADE EDİLMEME İLKESİNE RAĞMEN YUNANİSTAN’DAN YİNE GERİ İTME (PUSH-BACK) VE İNSANLIK DIŞI MUAMELE

1951 tarihli Mültecilerin Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi

Maalesef zaman zaman olduğu gibi geçtiğimiz ay da Yunanistan’ın insanlık dışı muamelelerine ve iade edilmeme (non-refoulement) ilkesine rağmen hukuksuz geri itmelerine (push-back) şahit olduk.

Yunanistan min

‘Bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden, zulme uğrayacağından, haklı sebeplerle korktuğu için’ Türkiye’yi terk ederek Yunanistan’a sığınan bir müvekkilim beraberindeki diğer 4 kişi ile birlikte, kara sınırına yakın bir bölgede 1951 tarihli Mültecilerin Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi’nin 1. maddesi kapsamında Yuna polislerine iltica talebinde bulunmuştur.

1951 tarihli Mültecilerin Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi’nin 1 ve 33. maddeleri, aşağıdaki gibidir :

Madde 1

« İşbu sözleşmenin amaçları bakımından, « mülteci » kavramı, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden, zulme uğrayacağından, haklı sebeplerle korktuğu için, vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle, yararlanmak istemeyen yahut tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu, önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen her şahsa uygulanacaktır. »

Madde 33/1

« Hiçbir taraf devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla, hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkenin sınırlarına, her ne şekilde olursa olsun, geri gönderemeyecek veya iade etmeyecektir”.

13 Eylül 2001 tarihli uluslararası korumaya ilişkin notunda (A/AC.96/951, paragraf 16), taraf devletlerin Cenevre Sözleşmesi’ni uygulama şekillerin gözetme görevi olan HCR, 33. maddedeki, “iade edilmeme” prensibine ilişkin olarak, şunları belirtmiştir:

 « Hiçbir çekinceyi hoş görmeyen temel bir prensip. Birçok bağlamda, bu prensip, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nde tanınan, sığınma talep etme hakkının mantıklı bir uzantısıdır. Bu hak, tüm devletleri bağlayan bir uluslararası örf ve adet hukuku kuralı gibi görülmektedir. Bunun dışında, uluslararası insan hakları hukuku, iade edilmemeyi, işkencenin ve kötü, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamelenin, mutlak yasağının temel bir unsuru olarak ortaya koymuştur.

İade etmeme yükümlülüğü, mültecilere, resmi tanımadan bağımsız olarak uygulanmaktadır ve bu da, açıkça, belli bir statüsü olmayan, sığınma talebi sahiplerini de kapsamaktadır. Bu yükümlülük, bir sığınma talebi sahibini veya bir mülteciyi, hayatı veya özgürlüğünün tehdit altında olacağı veya zulme maruz kalacağı bir ülkenin sınırına gönderen, devletin, her türlü tedbirini kapsamaktadır. Bu, sığınma isteyen tek bir birey veya kitlesel bir yığılma da söz konusu olsa, sınıra atılma, yakalama ve dolaylı gönderilmeyi kapsamaktadır.”

Ayrıca, Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nın 19. maddesi, aşağıdaki gibidir:

Uzaklaştırma, sınır dışı ve iade durumlarında koruma

« 1.  Toplu sürgün yasaktır.

2.  Hiç kimse ölüm cezasına, işkenceye veya diğer insanlık dışı ve alçaltıcı muameleye veya cezaya tabi tutulmasının ihtimal dahilinde bulunduğu bir ülkeye gönderilemez, sürülemez veya iade edilemez. »

Yunan yetkililerin İade edilmeme (non-refoulement) İlkesine aykırı şekilde geri İtme (push-back) Uygulaması

geri itme

Yukarıda belirttiğim hükümlere rağmen Yunan polisleri, müvekkilimin ve diğerlerinin iltica taleplerini dikkate almamıştır. Yunan polisleri müvekkilimin de arasında yer aldığı grubun üzerini aramış, bu kişileri soyunmaya zorlamış, bu kişilerin telefon, cüzdan, para, değerli eşya dahil tüm eşyalarına el koymuştur.

Daha sonra Yunan polisleri, müvekkilimin de arasında yer aldığı grubun tamamının ellerini iplerle sıkı sıkı bağlayarak ve de gözlerini bir bezle kapatarak kapalı bir araca bindirmiş ve bu kişileri Meriç Nehri’nin kıyısına götürmüştür. Bu kişiler nereye götürüldüklerinden haberdar edilmemişlerdir. Yunan polisi orada, müvekkilimi ve beraberindeki diğer 4 kişiyi, oraya bir kapalı araçla gelen yüzü maskeli asker ya da polis olmayan birtakım silahlı yabancı kişilere teslim etmiştir.

iade edilmeme min

Yüzleri maskeli, silahlı ve yabancı bu grup, müvekkilimi ve beraberindeki diğer 4 kişiyi önlerinde havaya ateş ederek tehdit etmiş, korkutmaya çalışmıştır. Bu esnada hala müvekkil ve beraberindeki diğer 4 kişinin elleri iple bağlı ve gözleri kapalıdır. Daha sonra bu grup, müvekkilimi ve iki kişiyi elleri bağlı ve gözleri kapalı bir şekilde plastik bir bota bindirerek Meriç nehrinin yaklaşık bir metre derinliğe sahip, Türkiye kara sınırına yakın bir yerine bırakarak ölüme terk etmişlerdir. Bu şekilde müvekkilim ve beraberindekiler Yunan görevlileri tarafından insanlık dışı muameleye ve iade edilmeme (non-refoulement) ilkesine rağmen hukuksuz bir şekilde geri itmeye (push-back) maruz kalmıştır.

Müvekkil ve beraberindeki diğer iki kişi kendi çabaları ile su içerisinde yürüyerek Türk kara sınırı içerisinde yer alan ağaçlık bir bölgeye çıkmışlardır. Kısa bir süre sonra da Yunanistan tarafından birkaç el silah sesi duyulmuştur. Bu esnada grubun içerisinde yer alan diğer iki kişinin hala Yunanistan tarafında, silahlı grup tarafından tutulduğunu vurgulamak isterim.

Müvekkil ve beraberindeki iki kişi karaya ulaştıktan sonra kendi çabaları ile ellerini ve gözlerinin bağlarını çözmüşlerdir. Akabinde bu kişiler, Türk sınırını korumakla görevli askerler tarafından göz altına. Müvekkil ve beraberindeki iki kişinin Türk görevlilerce gözaltına alındığı Yunanistan sınırı, ‘Asker Güvenlik Bölgesi’ olarak ilan edildiği için bu kişiler ‘1. Derece Askeri Yasak Bölgeye İzinsiz Girme’ suçlaması ile jandarmaya teslim edilmiş ve bu kişiler hakkında ceza soruşturması başlatılmıştır. Yapılan seri yargılama sonucu müvekkil 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmış ve mahkûmiyet kararı hakkında hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verilmiştir.

Müvekkilimin Yunan yetkililer tarafından işkenceye, insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye tabi tutulmasına, ilgili uluslararası sözleşme hükümlerine ve özellikle iade edilmeme ilkesine aykırı şekilde Yunan yetkililerin müvekkilimi, hayatının, fiziksel bütünlüğünün ve özgürlüğünün tehdit altında olduğu ve zulme maruz kalabileceği bir ülkeye geri itmesine ve bu geri itme nedeniyle, müvekkilimin ‘1. Derece Askeri Yasak Bölgeye İzinsiz Girme’ suçundan mahkûm olmasına ilişkin Yunan yetkililer aleyhine gerekli işlemleri başlattık ve bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağım.

AİHM ÖNÜNDEKİ GELİŞMELERDEN HABERDAR OLMAK İÇİN WHATSAPP KANALIMI TAKİP EDEBİLİRSİNİZ

Whatsapp
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önündeki davalarda yaşanan gelişmelere,
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‘nin kararlarına,
  • AİHM’in Türk Hükümeti’ni savunmaya davet ettiği davalara,
  • AİHM’in önemli bildirilerine
  • Yazımlarıma,sıcağı sıcağına ulaşmak için kanalımı WhatsApp kanalımı takip edebilirsiniz.

Similar Posts