DARBE GİRİŞİMİNE KARIŞTIĞI İDDİA EDİLEN BİRTAKIM SUBAYLAR hAKKINDA VERİLEN TUTUKLAMA KARARLARINA İLİŞKİN AİHM ÖNÜNDEKİ DAVALAR: OSMAN ÜNLÜ VE DİĞER 10 BAŞVURU
Yazının içeriğini ve her gelişmeye ilişkin detayları aşağıda bulabilirsiniz. Bununla birlikte Türk Hükümeti’nin ikinci gözlemlerine doğrudan ulaşmak için buraya, başvuruların ne zaman karara bağlanacağına ulaşmak için buraya tıklayınız.
Uzun uzun okumaya vaktiniz mi yok? Hemen aşağıdaki kısa videoyu izleyebilirsiniz
DAVANIN KONUSU
Başvurular esas olarak, olayların meydana geldiği zamanda asker olan başvuranların 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimine karışma şüphesiyle ve Türk makamları tarafından FETÖ/PDY (“Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması ”) olarak nitelendirilen bir örgüte üye oldukları şüphesiyle yakalanmaları ve haklarında tutuklama kararı verilmesi ile ilgilidir.
Başvuranlar, darbe girişimini teşvik eden kişiler tarafından darbenin ardından görev yapmak üzere atanacak askeri personel listelerinde (Sıkıyönetim Komutanlıkları Atama Listesi) isimleri belirtilen kişiler arasındaydı.
Başvurucular, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme’nin (daha bilinen adıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) 5. maddesi kapsamındaki haklarının ihlal edildiğinden şikâyet etmektedir. Sözleşme’nin ‘Özgürlük ve güvenlik hakkı’ başlıklı 5. maddesi aşağıdaki gibidir:
DAVALARIN ELE ALINMA SÜRECİ
DAVALARIN TÜRK HÜKÜMETİ’NE BİLDİRİLMESİ
Başvurucuların Listesi
15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimine karıştığı ve darbenin ardından görev yapmak üzere atanacak Sıkıyönetim Komutanlıkları Atama Listesi’nde isimlerinin yer aldığı iddiasıyla, darbe girişiminin hemen ardından haklarında tutuklama kararı verilen ve pek çoğu kurmay olan çok sayıda üstsubay ve general olan başvurucuların şikayetleri, Osman ÜNLÜ (40848/19) v. Türkiye ve diğer 10 başvuru grubunda birleştirilerek 27/01/2023 tarihinde Hükümet’e bildirildi.
Mahkeme’nin Hükümet’e yönelttiği sorulara, başvurucuların listesine ve başvurucuların Hükümet’e iletilen şikayetlerine ilişkin Mahkeme’nin bildirim yazısının İngilizce orijinal metnine ulaşmak için buraya, tarafımca yapılan Türçe çevirisine ulaşmak için ise buraya tıklayabilirsiniz.
Söz konusu davada yer alan başvurucuların listesini aşağıda bulabilirsiniz.
Başvurucuların Şikayetleri
Başvurular esas olarak, 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişimi sonrasında FETÖ/PDY üyeliği şüphesiyle başvuru sahiplerinin yakalanmaları ve yargılanma öncesi tutuklanmalarıyla ilgilidir.
Başvuru sahipleri, aşağıdaki iddialara dayanarak Sözleşme’nin 5. maddesi ile güvence altına alınan özgürlük ve güvenlik haklarının ihlal edildiğinden şikâyet etmektedir (her bir başvurucu tarafından ortaya atılan özel şikayetlerle ilgili ayrıntılı bilgi için yukarıda listelenen ilgili dava listesine bakınız):
- Suç işlediklerine dair herhangi bir makul şüphe bulunmadığı halde tutuklanmaları;
- İlk tutukluluklarını ve tutukluluk hallerinin devam etmesini haklı çıkarmak için ilgili ve yeterli nedenlerin bulunmaması;
- Tutukluluk sürelerinin çok uzun olması;
- Tutukluluk incelemelerinin duruşma yapılmakızın dosya üzerinden gerçekleştirilmesi ve bu incelemeler hakkında Cumhuriyet savcısının mütalaasının bildirilmemesi;
- Soruşturma dosyalarına erişimlerinin kısıtlanması;
- Tutukluluk hallerine veya salıverilme taleplerine itirazlarının geç incelenmesi veya hiç incelenmemesi;
- Tutukluluk hallerini uzatan kararların kendilerine tebliğ edilmemesi veya bu kararlara itiraz etmelerini engelleyen bir gecikmeyle tebliğ edilmesi;
- Özellikle avukatlarıyla görüşmelerinin cezaevi yetkilileri tarafından izlendiği gerçeğini göz önünde bulundurarak, tutukluluklarına itiraz etmek için etkili avukat yardımı ve kolaylıklardan yararlanmamaları;
- Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurularını incelemek için harcadığı sürenin fazla olması;
- Sözleşmenin 5. maddesi uyarınca haklarının ihlal edildiği iddiasıyla iç hukukta telafi edici bir çözüm yolunun bulunmaması;
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ne Yönelttiği Sorular
Yukarıdaki şikayetlerle ilgili, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ne cevaplaması için yönelttiği sorular ise aşağıdaki gibidir:
- Başvuranların, özellikle bir suçun işlendiğine ilişkin “kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller” gerektiren Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesi dikkate alınarak (özellikle bkz. Fox, Campbell ve Hartley v. Birleşik Krallık, 30 Ağustos 1990, § 32, Seri A No. 182), Sözleşme’nin 5 § 1 (c) maddesinin amaçları doğrultusunda, bir suç işlediklerine ilişkin “makul şüphe” temelinde tutuklandıkları kabul edilebilir mi?
Anayasa Mahkemesi, makul şüphenin varlığını başvuranların tutuklanmasına ilişkin kararlar alındıktan sonra ortaya çıkan delillere mi dayandırdı? (özellikle bkz. Baş/Türkiye, no. 66448/17, § 185, 3 Mart 2020)?- (a) Başvuru sahipleri, Sözleşmenin 5 § 3 Maddesi kapsamındaki şikayetleriyle ilgili olarak iç hukukta mevcut olan çözüm yollarını tükettiler mi? Başvuru sahiplerinin şikayetlerinin yalnızca yargılama öncesi tutukluluk süreleriyle ilgili olmadığı, aynı zamanda yerel mahkemelerin ilk ve devam eden tutukluluklarını gerekçelendirmek için ilgili ve yeterli gerekçeleri sunmadıkları iddiasıyla ilgili olduğu ölçüde, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141 § 1(d) maddesi uyarınca bir tazminat talebi, bu şikayetlerle ilgili etkili bir çözüm yolu olarak kabul edilebilir mi (bkz. Selahattin Demirtaş v. Türkiye (no. 2) [GC], no. 14305/17, § 213, 22 Aralık 2020)?
(b) Başvuru sahiplerinin tutukluluğu, Sözleşmenin 5 § 3 maddesinin gereklilikleriyle uyumlu muydu? Özellikle:
(i) Başvuru sahiplerinin tutuklanmasına ve tutukluluk sürelerinin uzatılmasına karar veren ve bu kararlara karşı yapılan itirazları inceleyen hakimler, söz konusu özgürlükten mahrumiyet için ilgili ve yeterli gerekçeleri sağlama yükümlülüklerini yerine getirdiler mi (özellikle bkz. Buzadji/Moldova Cumhuriyeti [BD], no. 23755/07, § 102, AİHM 2016 (özler))? (ii) Başvuru sahiplerinin tutukluluk süresi, Sözleşmenin 5 § 3 maddesi uyarınca “makul süre” şartını ihlal ediyor muydu?- Başvuru sahipleri, Sözleşmenin 5 § 4. Maddesi uyarınca, özgürlüklerinden mahrum bırakılmalarının yasallığına itiraz edebilecekleri etkili bir çözüm yoluna sahip miydi? Özellikle, Hükümet, başvuru sahipleri tarafından yapılan aşağıdaki şikayetlere cevap vermeye davet edilmektedir (şikayetlerin sunulması sırasında halihazırda aranan çözümlerle ilgili oldukları ölçüde):
(i) tutukluluk sürelerini uzatma kararları ve bu kararlara itirazları duruşma yapılmadan incelendiği ve savcıların mütalaaları kendilerine tebliğ edilmediği için silahların eşitliği ilkesine uyulmamıştır (özellikle bkz. Baş, yukarıda anılan, §§ 212 -214 ve Kocamış ve Kurt v. Türkiye, no. 227/13, §§ 34-35, 25 Ocak 2022);
(ii) soruşturma dosyasına erişimlerine getirilen kısıtlama nedeniyle tutukluluklarına etkili bir şekilde itiraz edememişlerdir (bkz. diğerlerinin yanı sıra, Ceviz v. Türkiye, no. 8140/08, § 41, 17 Temmuz 2012);
(iii) tutuklanmalarına yönelik itirazları incelenmemiş veya geç incelenmiştir (bkz. örneğin, Shannon v. Letonya, no. 32214/03, §§ 67 -74, 24 Kasım 2009);
(iv) tutukluluklarını uzatma kararları kendilerine tebliğ edilmemiş veya bu kararlara itiraz etmelerini engelleyen bir gecikme ile tebliğ edilmiştir (karşılaştırınız, örneğin, Voskuil/Hollanda, no. 64752/01, § 83, 22 Kasım 2007);
(v) özellikle avukatlarıyla görüşmelerinin izlendiği gerçeği göz önünde bulundurularak, tutuklanmalarına itiraz etmek için etkili avukat yardımı veya kolaylığına sahip değillerdi (bkz. mutatis mutandis, Slovakya, no. 36997/08, § 78, 17 Aralık 2013);
(vi) Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvurularını incelemek için harcadığı süre uzundu (Kavala/Türkiye, no. 28749/18, §§ 181 -184, 10 Aralık 2019).- Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. Maddesi uyarınca sağlanan tazminat çaresi, (i) tutukluluğun gözden geçirilmesi sırasında sözlü duruşma yapılmaması; (ii) tutukluluk kararının tebliğ edilmemesi veya geç tebliğ edilmesi; ve (iii) sulh ceza hakimlikleri tarafından tutukluluğa itirazın incelenmemesi ya da geç incelenmesi (örneğin, Hebat Aslan ve Firas Aslan v. Türkiye, No. 15048/09, §§ 92 -93, 28 Ekim 2014) ile ilgili şikayetler açısından Sözleşmenin 5 § 4. Maddesi kapsamında etkili bir çözüm yolu oluşturdu mu?
- Başvuru sahipleri, Sözleşmenin 5 § 5 maddesinin gerektirdiği şekilde, 5 §§ 1, 3 ve/veya 4. Maddeye aykırı olduğunu düşündükleri tutuklulukları için etkili ve uygulanabilir tazminat alma hakkına sahip miydi (Kocamış ve Kurt, yukarıda bahsi geçen, §§ 36 -40)?
AİHM Önünde Avukat İle Temsil
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 36. maddesinin 2. fıkrası kapsamında Daire Başkanı tarafından başvuruculara kendilerini temsil etme imkanı tanınmıştır.
Yargılama Kapsamında Kullanılacak Dil
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 34. maddesinin 3. fıkrası kapsamında Daire Başkanı tarafından başvurucuların Türkçe kullanmalarına izin verilmiştir.
TÜRK HÜKÜMETİ GÖZLEMLERİNİ SUNDU
Bu davada Türk Hükümeti, 21/07/2023 tarihinde kendi gözlemlerini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne sundu ve bu gözlemler de 31/10/2023 tarihindei ilgililerin eComms hesaplarına yüklendi.
2023 yılı Mayıs-Haziran arasında 2.543 başvuruda, aynı şekilde sunulan Hükümet’in gözlemlerine karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, başvurucuların ya da avukatlarının herhangi bir cevap vermesini talep etmemiş, yalnızca adil tazmin taleplerini bildirmelerini istemişti. Ancak bu sefer Mahkeme, 31 Ocak 2024 tarihine kadar başvurucuları ve avukatlarını, Türk Hükümeti’nin gözlemlerine cevaben kendi gözlemlerini, varsa adil tazmin taleplerini ve de dostane çözüm tekliflerini sunmaya davet etti.
Bu Aşamada Başvurucu Ya Da Avukatlar Ne Yapmalı?
Bu başvurular kapsamında adil tazmin talebinde bulunmak ve Hükümet’in gözlemlerine cevap sunmak için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 14 Şubat 2024 tarihine kadar ilgililere süre verdi. Mahkeme, bu sürenin uzatılmayacağını belirtiyor. Türk Hükümeti’nin daha önceki gözlemleri ve bu gözlemlere nasıl cevap verilmesi ile ilgili yazıma buradan ulaşabilirisiniz. Daha önce pek çok kez dile getirdiğim üzere başvurucu ya da avukatları tarafından süresi içerisinde cevap verilmeyen başvurular, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından düşürülmektedir. Ve maalesef bu süreye riayet etmeyen başvuruların oranı %18‘dir (İlgili yazım için tıklayınız).
Başvurucu Ya Da Avukatlar Cevaplarını Mümkün Mertebe EComms Üzerinden Gödermeli
Başvurucular ile aralarında iletişimi daha sağlıklı ve güvenilir kılmak amacıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kendisine gönderilece cevapların eComms üzerinden gönderilmesini talep ediyor. Maalesef posta yoluyla gönderilen cevaplarda zaman zaman sorunlar çıkmakta ve de bu telafi edilemez mağduriyetlere yol açmaktadır (Örnek vakalar için buraya tıklayabilirsiniz).
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2023 yılı başlarında başvurucuları uyararak bir (eComms) elektronik iletişim sistemi hesabı açmalarını talep etmişti. Bu talep doğrultusunda bir eComms hesabına ekli olan başvuru kapsamında sunulacak cevaplar mutlaka elektronik iletişim sistemi üzerinden sunulmalıdır.
BAŞVURUCU YA DA AVUKATLARIN SUNDUĞU CEVAPLAR TÜRK HÜKÜMETİ’NE BİLDİRİLDİ
Yukarıda da belirttiğim üzere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 31 Ocak 2024 tarihine kadar başvurucuları ve avukatlarını, Türk Hükümeti’nin gözlemlerine cevaben kendi gözlemlerini, varsa adil tazmin taleplerini ve de dostane çözüm tekliflerini sunmaya davet etmişti. Süresi içerisinde sunulan cevaplar Türk Hükümeti’ne bildirildi ve Türk Hükümeti, 13 Nisan 2024 tarihine kadar başvurucuların gözlemlerine ve adil tazmin taleplerine ilişkin gözlemlerini sunmaya davet edildi.
TÜRK HÜKÜMETİ İKİNCİ GÖZLEMLERİNİ SUNDU
Türk Hükümeti’nin Mahkeme’ye sunduğu ikinci savunması, 16/04/2024 tarihinde başvurucu ya da avukatlarının eComms hesaplarına yüklendi. Hükümet’in dile getirdiği hususlar aşağıdaki gibidir:
Olgu ve Olaylara İlişkin Hükümetin Beyanı
- Bazı başvurucuların haklarında uygulanan tutuklama tedbirine karşı CMK 141 kapsamında tazminat davası açtığı, bu davaların hala derdest halde olduğu, iç hukuk yollarının tüketilmemesi nedeniyle bu başvuruların kabul edilmez bulunması gerektiği,
- Türk Hükümeti’nin, 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi sonrası 21 Temmuz 2016 tarihinde Sözleşme’den kaynaklanan yükümlülüklerini askıya aldığı, bu nedenle şikâyet konusu tutuklama tedbirlerinin ulusun karşı karşıya olduğu tehlike ve tehdir ile uyumlu olduğu,
- Bazı başvurucuların şikayetlerini Anayasa Mahkemesi önünde dile getirmeden doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde dile getirdiğini, bu şikayetlerin kabul edilemez bulunması gerektiği.
Kabul Edilirlik ve Esasa İlişkin Hükümetin Beyanı
- Birtakım başvurucuların sundukları gözlemlerinde sanki ilk defa başvuru yaparcasına yeni şikâyetler dile getirdikleri, yeni şikâyetlerin göz ardı edilmesi gerektiği,
- Bazı başvurucuların Hükümet’in gözlemlerini karşı cevaplarını ve adil tazmin taleplerini sunmadıkları, bu başvuruların dava listesinden düşürülmesi gerektiği,
Adil Tazmin Taleplerini İlişkin Hükümetin Beyanı
- Maddi tazminat talebinde bulunan başvurucuların, iddia ettikleri zararlarının iddia ettikleri ihlalden kaynaklandığına dair somut herhangi bir belge sunmadıkları,
- Başvurucuların iddia ettikleri manevi zararları ile iddia ettikleri ihlal arasında herhangi bir illiyet bağının bulunmadığı,
- Başvurucuların ödenmesini talep ettikleri gider ve masrafların aşırı ve temelsiz olduğunu, ayrıca bu gider ve masraflara yönelik başvurucuların herhangi bir fatura ya da dekont sunmadıkları
Bu Gözlemlere Karşı Yapılması Gerekenler
Hükümetin bu gözlemleri sadece bilgi amaçlı başvurucu ve de avukatların dikkatine sunulmuştur. Türk Hükümeti’nin beyanında yer alan önemli olgusal aykırılıklar hariç, başvurucuların bu gözlemlere herhangi bir cevap vermemesi gerekir.
Türk Hükümeti’nin Kayıttan Düşürülmesini Talep Ettiği Başvurular
Açıklamalar
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi md. 37§1 (a) uyarınca ‘Yargılamanın her aşamasında, Mahkeme ‘başvurucunun davasını takip etme niyetinde olmadığı kanısına varırsa’ bu başvurunun kayıttan düşürülmesine karar verebilir.’ Eğer Mahkeme başvurucuya cevaplaması için bir yazı gönderir de başvurucu bu yazıyı cevaplamazsa Mahkeme bu başvuruyu kayıttan düşürebilir. Maalesef bu durum çok sık karşılaşılan bir olaydır, hatta Mahkeme başvuruculara gönderdiği yazılarda bu uyarıyı genellikle yapar.
Sözleşme’nin 37§1 (a) maddesine dayanarak Türk Hükümeti, 31 Ocak 2024 tarihine kadar (süresi içerisinde) cevap verilmemesi nedeniyle çok sayıda başvurunun kayıttan düşürülmesini talep etmiştir. Buna dair istatistik, tablo hainde yan tarfata sunulmuştur.
Düşürülmesi Talep Edilen Başvurularla İlgili Başvurucu Ya Da Avukatları Ne Yapmalı?
Türk Hükümeti’nin kayıttan düşürülmesini talep etmelerine rağmen başvurucu ya da avukatlarının hareketsiz kalmaları durumunda AİHM, ilgili davaları kayıttan düşürecektir (örnek olması açısınan başka davalarda kayıttan düşürülen başvurular için buraya tıklayınız). İlgililer, başvurunun kayıttan düşürülmesini önlemek amacıyla AİHM ile iletişime geçerek davalarını takip etme niyetinde olduklarını belirtmelidirler.
Yukarıda Türk Hükümeti’nin kayıttan düşürülmesini talep ettiği başvuruların listesi yer almaktadır. Bu listede yer alıp da davasını takip etme niyetinde olan başvurucu ya da avukatların tarafımla iletişime geçmeleri durumunda kendileri ile bu niyetlerini Mahkeme’ye bildirebilecekleri bir dilekçe paylaşacağım ayrıca durumun aciliyetine binaen yine bu kapsamda AİHM ile faks üzerinden de iletişime geçerek kendilerine kolaylık sağlayacağım. Bu kapsamda vereceğim ücretsiz destek yalnızca otuz gün ile sınırlı olacaktır.
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ, ESASA İLİŞKİN KARARLARINI NE ZAMAN AÇIKLAYACAK?
Önündeki dava yükünün çok fazla olması nedeniyle AİHM’in, kararlarını uzun bir zaman diliminde açıklaması muhtemeldir. Bu kapsamda kararların 2024 yılı nisan ayı – 2024 yılı kasım ayı arasında açıklanması muhtemeldir.
AİHM ÖNÜNDEKİ ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK HAKKININ İHLALİNE İLİŞKİN DİĞER DAVALAR
Mahkeme, Gülen Hareketi’ne üye olduğu iddiasıyla şu ana kadar 4.971 başvuruyu grup halinde Türk Hükümeti’ne bildirerek Türk Hükümeti’ni gözlemlerini sunmaya davet etti. Bunlardan şu ana kadar 1.146 başvuru hakkında ihlal kararı verilerek Türk Hükümeti’nin 5.730.000 avro tazminat ödemesi kararlaştırıldı. Bunların 200’den fazlası, maalesef başvurucu ya da avukatlarının süresi içerisinde cevap vermemesi nedeniyle kayıttan düşürüldü.
Çekişmeli aşamaya geçen ancak henüz Mahkeme tarafından karar verilmeyen başvuru sayısı ise 3.500‘den fazla olup, bunların 670 tanesi hakkında yıl içerisinde, 2.543 tanesi (kayıttan düşülecek başvurular hariç) hakkında ise 2024 yılının sonuna doğru bir ihlal kararı verileceğini bekliyorum.
- Sekiz ayrı grup altında birleştirilerek 19/03/2021 ile 17/05/2021 tarihleri arasında Türk Hükümeti’ne bildirilen 865 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- On bir ayrı grup altında birleştirilerek 23/11/2021 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 2.543 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- Osman ÜNLÜ (40848/19) v. Türkiye ve diğer 10 başvuru grubu altında birleştirilerek 13 Şubat 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 11 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- Mert ELİBOL against Türkiye and 84 other applications grubu altında birleştirilerek 20 Şubat 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 85 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- Adem GÜMÜŞ v. Türkiye ve diğer 152 başvuru grubu altında birleştirilerek 7 Kasım 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 153 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- Yasin Akdeniz v. Türkiye ve diğer 13 başvuru grubu altında birleştirilerek 12 Haziran 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 14 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- İlhan KARASU v. Türkiye ve diğer 61 başvuru grubu altında birleştirilerek 11 Aralık 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 62 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
AİHM DAVALARI HAKKINDA SMS İLE ÜCRETSİZ BİLGİLENDİRME HİZMETİ
- Eğer başvuru numaranızı biliyorsanız,
- Bu başvuru Davalı Devlet’e bildirildiyse,
- Ve tarafımca takip edilen grupların birisi içerisinde arasında yer alıyorsa
Müvekkillerime sağladığım ‘Ücretsiz SMS ile Bilgilendirme’den siz de faydalanabilirsiniz. Bu hizmetten faydalanmak için buraya tıklayınız.
AİHM ÖNÜNDEKİ GELİŞMELERDEN HABERDAR OLMAK İÇİN WHATSAPP KANALIMA KATILABİLİRSİNİZ
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önündeki davalarda yaşanan gelişmelere,
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına,
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ni savunmaya davet ettiği davalara,
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önemli bildirilerine
- Yazımlarıma,sıcağı sıcağına ulaşmak için kanalımı WhatsApp kanalımı takip edebilirsiniz.