Cezaevindeki Tutma Koşullarına İlişkin AİHM Önündeki Şikayetler: Durmuş Selman DEMİRSOY v. Türkiye ve diğer 6 Başvuru
Bu yazı Durmuş Selman DEMİRSOY v. Türkiye ve diğer 6 Başvuru adı altında birleştirilerek 12 Mart 2025 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen ve başvuru sahiplerinin ‘Cezaevindeki Tutma Koşullarından’ ve ‘Özgürlük ve Güvenlik Haklarının’ ihlal edildiğinden yani maruz kaldığı hukuka aykırı tutuklama tedbirinden şikâyet ettiği 7 başvuru ile ilgilidir.
Dava kapsamındaki her gelişmeye ilişkin detayları aşağıda bulabilirsiniz. Bununla birlikte, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‘nin esasa ilişkin verdiği kararlara ulaşmak için buraya, kayıttan düşürme kararlarına ulaşmak için buraya, henüz karara bağlanmayan başvuruların ne zaman karara bağlanacağına ulaşmak için buraya tıklayınız.
AİHM önündeki özgürlük ve güvenlik hakkının ihlali iddialarına ilişkin diğer davalar için buraya tıklayınız.
DAVANIN KONUSU
keyfi tutuklama ve İnsanlık dışı cezaevi koşulları
Başvurular, esas olarak, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişiminin ardından, başvurucuların FETÖ/PDY (Türk yetkililer tarafından “Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması” olarak tanımlanan bir örgüt) üyeliği şüphesiyle gözaltına alınmaları ve tutuklanmaları ile tutma koşullarına ilişkindir.
Başvurucular, Sözleşme’nin 3. ve 5. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca, özellikle tutuldukları kalabalık koğuşlarda yeterli kişisel alanın bulunmaması nedeniyle yetersiz tutma koşullarından şikâyetçidir. Ayrıca, herhangi bir suç işlediklerine dair bir şüphe olmaksızın tutuklandıklarını ileri sürmektedirler.
Buna ek olarak, bazı başvurucular Sözleşme’nin 5. maddesinin 3. ve 4. fıkralarına da dayanarak; ilk tutuklama ve/veya tutukluluğun devamına ilişkin kararların ilgili ve yeterli gerekçelere dayanmadığını, tutukluluk sürelerinin orantısız şekilde uzun olduğunu, tutukluluğun gözden geçirilmesinin duruşma yapılmadan gerçekleştirildiğini ve Cumhuriyet savcısının görüşünden haberdar edilmediklerini, soruşturma dosyalarına erişimlerinin kısıtlandığını, etkili hukuki yardım ve itiraz imkânlarından faydalanamadıklarını – özellikle avukatlarıyla olan iletişimlerinin cezaevi idaresi tarafından kısıtlanıp denetlenmesi nedeniyle – ve tutukluluğa itirazlarının ya hiç incelenmediğini ya da çok geç incelendiğini ileri sürmektedirler.
DAVALARIN ELE ALINMA SÜRECİ
AİHM TÜRK HÜKÜMETİ’Nİ SAVUMASINI SUNMAYA DAVET ETTİ
Türk Hükümeti’ne Bildirilen Davalar
15 Temmuz 2016 sonrasında FETÖ/PDY üyeliği iddiasıyla tutuklanan ve ‘Özgürlük ve Güvenlik Hakkı’ ile ‘İnsanlık Dışı Muamele Yasağı’nın ihlal edildiğini ileri sürerek AİHM’e bireysel başvuru yapan 7 başvurucunun şikayetleri, Durmuş Selman DEMİRSOY v. Türkiye ve diğer 6 Başvuru grubunda birleştirilerek 12 Mart 2025 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirildi (Mahkeme’nin bu konuda Hükümet’e yönelttiği sorulara, başvurucuların listesine ve başvurucuların Hükümet’e iletilen şikayetlerine ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz).
Türk Hükümeti, Mahkeme’nin talebi üzerine 08/07/2025 tarihine kadar başvurucuların dile getirdiği şikayetlerin esası ve kabul edilirliğine ilişkin savunmasını sunacak.
Şikayeti Türk Hükümeti’ne bildirilen 7 kişinin listesi aşağıdadır
Başvurucuların Şikayetleri
Başvurucular, Sözleşme’nin 3. ve 5. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca, özellikle tutuldukları kalabalık koğuşlarda yeterli kişisel alanın bulunmaması nedeniyle yetersiz tutma koşullarından şikâyetçidir. Ayrıca, herhangi bir suç işlediklerine dair bir şüphe olmaksızın tutuklandıklarını ileri sürmektedirler.
Buna ek olarak, bazı başvurucular Sözleşme’nin 5. maddesinin 3. ve 4. fıkralarına da dayanarak; ilk tutuklama ve/veya tutukluluğun devamına ilişkin kararların ilgili ve yeterli gerekçelere dayanmadığını, tutukluluk sürelerinin orantısız şekilde uzun olduğunu, tutukluluğun gözden geçirilmesinin duruşma yapılmadan gerçekleştirildiğini ve Cumhuriyet savcısının görüşünden haberdar edilmediklerini, soruşturma dosyalarına erişimlerinin kısıtlandığını, etkili hukuki yardım ve itiraz imkânlarından faydalanamadıklarını – özellikle avukatlarıyla olan iletişimlerinin cezaevi idaresi tarafından kısıtlanıp denetlenmesi nedeniyle – ve tutukluluğa itirazlarının ya hiç incelenmediğini ya da çok geç incelendiğini ileri sürmektedirler.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ne Yönelttiği Sorular
Yukarıdaki şikayetlerle ilgili, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ne cevaplaması için yönelttiği sorular ise aşağıdaki gibidir:
Taraflara Yöneltilen Sorular
- Başvurucuların tutulma koşulları, özellikle çok kişilik koğuşlarda kalan mahpus sayısı dikkate alındığında kişi başına düşen kişisel alan yönünden, Sözleşme’nin 3. maddesi kapsamında insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele teşkil etmiş midir? (Bkz. Muršić/Hırvatistan [BD], no. 7334/13, §§ 136-140, 20 Ekim 2016; ve İlerde ve Diğerleri/Türkiye, no. 35614/19 ve diğer 10 başvuru, §§ 169-199, 5 Aralık 2023) Hükümet’ten, Mahkeme içtihadında belirtilen yöntem doğrultusunda (İlerde ve Diğerleri, §§ 173-176), başvurucuların tutuldukları cezaevi hücrelerinde kendilerine sunulan zemin alanı ve tutuklu kaldıkları dönemlerin ayrıntılı bir şekilde Mahkeme’ye sunulması istenmektedir.
- Başvurucular, Sözleşme’nin 5 § 1(c) maddesi anlamında, bir suç işlediklerine dair “makul bir şüphe” temelinde mi özgürlüklerinden yoksun bırakılmışlardır? (Bkz. Fox, Campbell ve Hartley/Birleşik Krallık, 30 Ağustos 1990, § 32). Bu bağlamda, özellikle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinin, suçun işlendiğine dair “kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delilleri” şart koştuğu dikkate alınmalıdır. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi, başvurucuların tutuklanmasına ilişkin kararlardan sonra elde edilen delillere dayanarak mı makul şüphenin varlığını kabul etmiştir? (Bkz. Baş/Türkiye, no. 66448/17, § 185, 3 Mart 2020)
- Başvurucuların tutukluluğu, Sözleşme’nin 5 § 3 maddesinin gerekleriyle bağdaşmakta mıdır? Özellikle: (i) Başvurucular hakkında ilk tutuklama kararı veren, tutukluluğun devamına hükmeden ve bu kararlara yapılan itirazları inceleyen hâkimler, özgürlükten yoksun bırakma kararlarına ilişkin ilgili ve yeterli gerekçeleri ortaya koyma yükümlülüklerini yerine getirmişler midir? (Bkz. Buzadji/Moldova [BD], no. 23755/07, § 102, 5 Temmuz 2016) (ii) Başvurucuların tutukluluk süresi, “makul süre” şartını ihlal etmiş midir?
- Başvurucuların, Sözleşme’nin 5 § 4 maddesi gereğince, özgürlüklerinden yoksun bırakılmalarının hukuka uygunluğunu etkili biçimde dava edebilecekleri etkili bir başvuru yolu mevcut muydu? Bu bağlamda Hükümet aşağıdaki şikâyetlere cevap vermelidir: (i) Silahların eşitliği ilkesi ihlal edilmiştir; zira tutukluluğun uzatılmasına ve bu kararlara yapılan itirazlara ilişkin değerlendirmeler duruşma yapılmaksızın gerçekleştirilmiş ve savcının görüşü başvuruculara iletilmemiştir (Bkz. Baş, §§ 212-214; Kocamış ve Kurt/Türkiye, no. 227/13, §§ 34-35, 25 Ocak 2022). (ii) Başvurucular, soruşturma dosyasına erişim kısıtlandığı için tutukluluklarına etkili şekilde itiraz edememiştir (Bkz. Ceviz/Türkiye, no. 8140/08, § 41, 17 Temmuz 2012). (iii) Tutukluluğa yapılan itirazlar hiç incelenmemiş ya da geç incelenmiştir (Bkz. Shannon/Letonya, no. 32214/03, §§ 67-74, 24 Kasım 2009). (iv) Başvurucular, avukatlarıyla yaptıkları görüşmelerin izlenmesi nedeniyle, tutukluluklarına etkili biçimde itiraz edebilecekleri nitelikte hukuki yardımdan ve imkânlardan yoksun bırakılmışlardır (Bkz. kıyasen, Černák/Slovakya, no. 36997/08, § 78, 17 Aralık 2013).
- Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesi kapsamında sunulan tazminat yolu, Sözleşme’nin 5 § 4 maddesi anlamında başvurucuların şikâyetleri bakımından etkili bir başvuru yolu teşkil etmekte midir?
AİHM Önünde Avukat İle Temsil
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 36. maddesinin 2. fıkrası kapsamında Daire Başkanı tarafından başvuruculara kendilerini temsil etme imkanı tanınmıştır.
Yargılama Kapsamında Kullanılacak Dil
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 34. maddesinin 3. fıkrası kapsamında Daire Başkanı tarafından başvurucuların Türkçe kullanmalarına izin verilmiştir.
Bu Aşamada Başvurucu Ya Da Avukatlar Ne Yapmalı?
Başvurucular dilerse bir temsilci atayarak davalarını bu şekilde takip edebilirler. Bununla birlikte, başvuruların eComms hesabı üzerinden takip edilmesini özellikle tavsiye ederim.
BAŞVURULAR KAPSAMINDA AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NİN VERDİĞİ KARARLAR
Esasa İlişkin Kararlar
Mahkeme, davaların esasına ilişkin henüz herhangi bir karar vermemiştir.
AİHM, Esasa İlişkin Kararlarını Ne Zaman Açıklayacak?
Mahkeme, taraflara henüz esasa ilişkin kararları ne zaman açıklayacağını bildirmedi.
Kayıttan Düşürme Kararları
Mahkeme, bu grupta Türk Hükümeti’ne bildirilen herhangi bir başvuruyu henüz kayıttan düşürmemiştir.
AİHM ÖNÜNDEKİ GELİŞMELERDEN HABERDAR OLMAK İÇİN WHATSAPP KANALIMA KATILABİLİRSİNİZ
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önündeki davalarda yaşanan gelişmelere,
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına,
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ni savunmaya davet ettiği davalara,
- AİHM’in önemli bildirilerine
- Yazımlarıma, sıcağı sıcağına ulaşmak için WhatsApp kanalımı takip edebilirsiniz.