Bylock aihm tutuklama min

BYLOCK VB. İDDİASINA DAYANAN TUTUKLAMALAR İLE İLGİLİ AİHM ÖNÜNDEKİ ŞİKAYETLER: ADEM GÜMÜŞ V.TÜRKİYE GRUBU

Bu yazı Adem GÜMÜŞ v. Türkiye ve diğer 152 başvuru grubu altında birleştirilerek 7 Kasım 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen ve başvuru sahiplerinin ‘Özgürlük ve Güvenlik Haklarının’ ihlal edildiğinden yani maruz kaldığı hukuka aykırı tutuklama tedbirinden şikâyet ettiği 153 başvuru ile ilgilidir.

Tarafımca duyurulan en güncel gelişmeye ulaşmak için buraya tıklayınız.

Dava kapsamındaki her gelişmeye ilişkin detayları aşağıda bulabilirsiniz. Bununla birlikte, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‘nin esasa ilişkin verdiği kararlara ulaşmak için buraya, kayıttan düşürme kararlarına ulaşmak için buraya, henüz karara bağlanmayan başvuruların ne zaman karara bağlanacağına ulaşmak için buraya tıklayınız.

AİHM önündeki özgürlük ve güvenlik hakkının ihlali iddialarına ilişkin diğer davalar için buraya tıklayınız.

DAVANIN KONUSU

DAVA BYLOCK KULLANIMI VB. İDDİASIYLA BAŞVURUCULARIN TUTUKLANMASI İLE İLGİLİDİR

AİHM

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM ya da Mahkeme) önünde yer alan başvurular, esas olarak, başvurucuların 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi sonrasında Türk makamları tarafından “Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması” olarak tanımlanan ve darbe girişiminin arkasında olduğu değerlendirilen bir örgüte üye oldukları şüphesiyle yakalanmaları ve tutuklanmalarıyla ilgilidir.

Başvurucular esas olarak, çeşitli tarihlerde, Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesi uyarınca cezalandırılan bir suç olan FETÖ/PDY üyeliği şüphesiyle yakalanmış ve yargılanmak üzere tutuklanmışlardır.

Tutuklama kararları, esas olarak iddia edilen suçun niteliğine, delillerin durumuna ve hükmedilecek muhtemel cezanın ağırlığın dayanıyordu. Tutukluluk kararlarında, ayrıca, darbe girişimine ilişkin soruşturmaların ülke genelinde yürütülmekte olduğu, henüz tüm şüphelilerin ifadelerinin alınmadığı ve iddia edilen suçun Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 100 § 3 maddesinde listelenen “katalog” suçlar arasında yer aldığı belirtilmiştir.

İlk tutuklama kararlarından ve dava dosyalarında bulunan belgelerden, başvurucuların çoğunun ByLock mesajlaşma sisteminin kullanıcısı olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Başvurucuların, kendilerine atfedilen suçu işlediklerine dair makul şüphenin bulunmadığı iddiası da dâhil olmak üzere, tutuklama kararlarına karşı ileri sürdükleri itirazlar, Anayasa Mahkemesi de dâhil olmak üzere, mahkemeler tarafından reddedilmiştir.

DAVALARIN ELE ALINMA SÜRECİ

AİHM TÜRK HÜKÜMETİ’Nİ SAVUMASINI SUNMAYA DAVET ETTİ

Türk Hükümeti’ne Bildirilen Davalar

bylock 1

ByLock kullandığı vb. iddiasıyla tutuklanan ve ‘Özgürlük ve Güvenlik Haklarının’ ihlal edildiğinden şikâyet ederek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde bireysel başvuru yapan 153 başvurucunun şikayetleri GÜMÜŞ v. TÜRKİYE and 152 other applications grubunda birleştirilerek 17/10/2022 tarihinde Hükümet’e bildirilmişti (Mahkeme’nin bu konuda Hükümet’e yönelttiği sorulara, başvurucuların listesine ve başvurucuların Hükümet’e iletilen şikayetlerine ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz).

Hükümet’in savunmasını sunduğu 153 kişinin listesi aşağıdadır

Başvurucuların Şikayetleri

Başvurular esas olarak, 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişimi sonrasında FETÖ/PDY üyeliği şüphesiyle başvuru sahiplerinin yakalanmaları ve yargılanma öncesi tutuklanmalarıyla ilgilidir.
Başvuru sahipleri, aşağıdaki iddialara dayanarak Sözleşme’nin 5. maddesi ile güvence altına alınan özgürlük ve güvenlik haklarının ihlal edildiğinden şikâyet etmektedir (her bir başvurucu tarafından ortaya atılan özel şikayetlerle ilgili ayrıntılı bilgi için yukarıda listelenen ilgili davaya bakınız):

  • Suç işlediklerine dair herhangi bir makul şüphe bulunmadığı halde tutuklanmaları;
  • İlk tutukluluklarını ve tutukluluk hallerinin devam etmesini haklı çıkarmak için ilgili ve yeterli nedenlerin bulunmaması;
  • Tutukluluk sürelerinin çok uzun olması;
  • Tutukluluk incelemelerinin duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden gerçekleştirilmesi ve bu incelemeler hakkında Cumhuriyet savcısının mütalaasının bildirilmemesi;
  • Soruşturma dosyalarına erişimlerinin kısıtlanması;
  • Tutukluluk hallerine veya salıverilme taleplerine itirazlarının geç incelenmesi veya hiç incelenmemesi;
  • Tutukluluk hallerini uzatan kararların kendilerine tebliğ edilmemesi veya bu kararlara itiraz etmelerini engelleyen bir gecikmeyle tebliğ edilmesi;
  • Özellikle avukatlarıyla görüşmelerinin cezaevi yetkilileri tarafından izlendiği gerçeğini göz önünde bulundurarak, tutukluluklarına itiraz etmek için etkili avukat yardımı ve kolaylıklardan yararlanmamaları;
  • Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurularını incelemek için harcadığı sürenin fazla olması;
  • Sözleşmenin 5. maddesi uyarınca haklarının ihlal edildiği iddiasıyla iç hukukta telafi edici bir çözüm yolunun bulunmaması;

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ne Yönelttiği Sorular

Yukarıdaki şikayetlerle ilgili, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ne cevaplaması için yönelttiği sorular ise aşağıdaki gibidir:

  1. Başvuranların, özellikle bir suçun işlendiğine ilişkin “kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller” gerektiren Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesi dikkate alınarak (özellikle bkz. Fox, Campbell ve Hartley v. Birleşik Krallık, 30 Ağustos 1990, § 32, Seri A No. 182), Sözleşme’nin 5 § 1 (c) maddesinin amaçları doğrultusunda, bir suç işlediklerine ilişkin “makul şüphe” temelinde tutuklandıkları kabul edilebilir mi?
    Anayasa Mahkemesi, makul şüphenin varlığını başvuranların tutuklanmasına ilişkin kararlar alındıktan sonra ortaya çıkan delillere mi dayandırdı? (özellikle bkz. Baş/Türkiye, no. 66448/17, § 185, 3 Mart 2020)?
  2. (a) Başvuru sahipleri, Sözleşmenin 5 § 3 Maddesi kapsamındaki şikayetleriyle ilgili olarak iç hukukta mevcut olan çözüm yollarını tükettiler mi? Başvuru sahiplerinin şikayetlerinin yalnızca yargılama öncesi tutukluluk süreleriyle ilgili olmadığı, aynı zamanda yerel mahkemelerin ilk ve devam eden tutukluluklarını gerekçelendirmek için ilgili ve yeterli gerekçeleri sunmadıkları iddiasıyla ilgili olduğu ölçüde, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141 § 1(d) maddesi uyarınca bir tazminat talebi, bu şikayetlerle ilgili etkili bir çözüm yolu olarak kabul edilebilir mi (bkz. Selahattin Demirtaş v. Türkiye (no. 2) [GC], no. 14305/17, § 213, 22 Aralık 2020)?
    (b) Başvuru sahiplerinin tutukluluğu, Sözleşmenin 5 § 3 maddesinin gereklilikleriyle uyumlu muydu? Özellikle:
    (i) Başvuru sahiplerinin tutuklanmasına ve tutukluluk sürelerinin uzatılmasına karar veren ve bu kararlara karşı yapılan itirazları inceleyen hakimler, söz konusu özgürlükten mahrumiyet için ilgili ve yeterli gerekçeleri sağlama yükümlülüklerini yerine getirdiler mi (özellikle bkz. Buzadji/Moldova Cumhuriyeti [BD], no. 23755/07, § 102, AİHM 2016 (özler))? (ii) Başvuru sahiplerinin tutukluluk süresi, Sözleşmenin 5 § 3 maddesi uyarınca “makul süre” şartını ihlal ediyor muydu?
  3. Başvuru sahipleri, Sözleşmenin 5 § 4. Maddesi uyarınca, özgürlüklerinden mahrum bırakılmalarının yasallığına itiraz edebilecekleri etkili bir çözüm yoluna sahip miydi? Özellikle, Hükümet, başvuru sahipleri tarafından yapılan aşağıdaki şikayetlere cevap vermeye davet edilmektedir (şikayetlerin sunulması sırasında halihazırda aranan çözümlerle ilgili oldukları ölçüde):
    (i) tutukluluk sürelerini uzatma kararları ve bu kararlara itirazları duruşma yapılmadan incelendiği ve savcıların mütalaaları kendilerine tebliğ edilmediği için silahların eşitliği ilkesine uyulmamıştır (özellikle bkz. Baş, yukarıda anılan, §§ 212 -214 ve Kocamış ve Kurt v. Türkiye, no. 227/13, §§ 34-35, 25 Ocak 2022);
    (ii) soruşturma dosyasına erişimlerine getirilen kısıtlama nedeniyle tutukluluklarına etkili bir şekilde itiraz edememişlerdir (bkz. diğerlerinin yanı sıra, Ceviz v. Türkiye, no. 8140/08, § 41, 17 Temmuz 2012);
    (iii) tutuklanmalarına yönelik itirazları incelenmemiş veya geç incelenmiştir (bkz. örneğin, Shannon v. Letonya, no. 32214/03, §§ 67 -74, 24 Kasım 2009);
    (iv) tutukluluklarını uzatma kararları kendilerine tebliğ edilmemiş veya bu kararlara itiraz etmelerini engelleyen bir gecikme ile tebliğ edilmiştir (karşılaştırınız, örneğin, Voskuil/Hollanda, no. 64752/01, § 83, 22 Kasım 2007);
    (v) özellikle avukatlarıyla görüşmelerinin izlendiği gerçeği göz önünde bulundurularak, tutuklanmalarına itiraz etmek için etkili avukat yardımı veya kolaylığına sahip değillerdi (bkz. mutatis mutandis, Slovakya, no. 36997/08, § 78, 17 Aralık 2013);
    (vi) Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvurularını incelemek için harcadığı süre uzundu (Kavala/Türkiye, no. 28749/18, §§ 181 -184, 10 Aralık 2019).
  4. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. Maddesi uyarınca sağlanan tazminat çaresi, (i) tutukluluğun gözden geçirilmesi sırasında sözlü duruşma yapılmaması; (ii) tutukluluk kararının tebliğ edilmemesi veya geç tebliğ edilmesi; ve (iii) sulh ceza hakimlikleri tarafından tutukluluğa itirazın incelenmemesi ya da geç incelenmesi (örneğin, Hebat Aslan ve Firas Aslan v. Türkiye, No. 15048/09, §§ 92 -93, 28 Ekim 2014) ile ilgili şikayetler açısından Sözleşmenin 5 § 4. Maddesi kapsamında etkili bir çözüm yolu oluşturdu mu?
  5. Başvuru sahipleri, Sözleşmenin 5 § 5 maddesinin gerektirdiği şekilde, 5 §§ 1, 3 ve/veya 4. Maddeye aykırı olduğunu düşündükleri tutuklulukları için etkili ve uygulanabilir tazminat alma hakkına sahip miydi (Kocamış ve Kurt, yukarıda bahsi geçen, §§ 36 -40)?
avukat min

AİHM Önünde Avukat İle Temsil

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 36. maddesinin 2. fıkrası kapsamında Daire Başkanı tarafından başvuruculara kendilerini temsil etme imkanı tanınmıştır.

Türk

Yargılama Kapsamında Kullanılacak Dil

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 34. maddesinin 3. fıkrası kapsamında Daire Başkanı tarafından başvurucuların Türkçe kullanmalarına izin verilmiştir.

TÜRK HÜKÜMETİ BAŞVURULARIN KABUL EDİLİRLİĞİ VE ESASINA İLİŞKİN GÖZLEMLERİNİ SUNDU

Bu davada, Türk Hükümeti 1 Haziran 2023 tarihinde kendi gözlemlerini Mahkeme’ye sundu ve bu gözlemler de 6 Kasım 2023 tarihinde başvurucu ya da avukatlarının eComms hesaplarına yüklendi

2023 yılı Mayıs-Haziran arasında 2.543 başvuruda, aynı şekilde sunulan Hükümet’in gözlemlerine karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, başvurucu ya da avukatlarının herhangi bir cevap vermesini talep etmemiş, yalnızca adil tazmin taleplerini bildirmelerini istemişti. Ancak bu sefer Mahkeme, 14 Şubat 2024 tarihine kadar başvurucu ve de avukatlarını, Türk Hükümeti’nin gözlemlerine cevaben kendi gözlemlerini, varsa adil tazmin taleplerini ve de dostane çözüm tekliflerini sunmaya davet etti.

Türk Hükümeti’nin AİHM’e Sunduğu Gözlemlerinden Notlar

  • Hükümet’in gözlemleri 255 sayfadan oluşmakta ve ayrıca 2.239 sayfa ek bulunmaktadır.
  • Geçen yıllarda yaptığım gibi Türk Hükümeti’nin gözlemlerinden önemli kısımları sizlerle paylaşacağım.
  • Hükümet’in gözlemlerine cevap verilmesi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi6 Şubat 2024 tarihine kadar süre verdi. Mahkeme, bu sürenin uzatılmayacağını belirtiyor.
  • Daha önce pek çok kez dile getirdiğim üzere bu süreye riayet etmeyen başvurular Mahkeme tarafından düşürülmektedir. Ve maalesef bu süreye riayet etmeyen başvuruların oranı %18‘dir.

Türk Hükümeti’nin Kabul Edilebilirliğe İlişkin İtirazları

Türk Hükümeti aşağıdaki iddiaları ileri sürerek başvurunun kabul edilirliğine itiraz etmiştir:

  • Bir takım başvurucuların Ceza Muhakamesi Kanunu’nun 141. maddesi kapsamında tazminat davası davası açtığı ve kullandıkları bu yola ilişkin iç hukuk yolunu usulüne uygun bir şekilde tüketmediği,
  • Bir takım başvurucuların Ceza Muhakamesi Kanunu’nun 141. maddesi kapsamında tazminat davası davası açtığı ve bu kapsamda kendilerine tazminat ödendiği, dolayısıyla da mağdur sıfatlarının bulunmadığı,
  • Bir takım başvurucuların Ceza Muhakamesi Kanunu’nun 141. maddesi kapsamında tazminat davası davası açmadığı gerekçesiyle iç hukuk yolunu usulüne uygun bir şekilde tüketmediği,
  • Sözleşme’nin 15. maddesi kapsamında Sözleşme’den doğan yükümlülüklerini askıya aldığını bildirdiği,
  • Bir takım başvurucuların, salıverildikleri ya da haklarında hüküm verildiği dolayısıyla da tutukluluk halleri sona erdiği halde bu gelişmeyi Mahkeme’ye bildirmedikleri, bu nedenle de başvuru hakkını kötüye kullanıkları

Türk Hükümeti’nin Esasa İlişkin Savunması

Tutuklama Tedbiri Uygulanırken Bir Suç İşlediklerine Dair Haklarında Makul Şüphe Bulunduğuna Dair Beyanı
ByLock

Başvurucuların büyük bir çoğunluğu hakkında ilk tutuklama kararı verilirken ve de tutukluluk hallernin devamı yönünde karar verilirken yerel mahkemeler ilgilinin ‘ByLock kullandığı’ yönündeki iddialara dayanmıştır.

Başvurucuların üzerine atılı iddialara tek tek aşağıda listelenmiştir. Türk Hükmeti de bu iddidalara dayanarak başvurucuların maruz kaldığı tutuklama tedbirinin makul olduğunu savunmuştur.

Dijital delil
  • Bylock uygulamasının kullanımı,
  • Örgütsel yapı ve/veya örgütsel pozisyonları içinde hareket ettiklerini gösteren Bylock konuşmalarının içeriği,
  • Örgüte üye olan diğer kişilerden elde edilen dijital verilerde, başvuru sahibinin örgüt yapısına ve/veya örgütsel pozisyonuna katılımını gösteren bilgilerin elde edilmesi,
  • Başvuru sahibinin bilgisayar, cep telefonu, flash disk, yazılı metin gibi kişisel eşyaları üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporlarda yer alan bulgular,
Başvurucunun FETÖ/PDY silahlı terör örgütü İle bağlantısı olduğuna ve/veya FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğuna dair kendi beyanları
Başvuru sahibinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütündeki hiyerarşik konumunu gösteren tanık beyanları
  • Başvuru sahibinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütündeki hiyerarşik konumunu gösteren tanık beyanları,
  • Örgütsel toplantıların düzenlenmesi ve/veya katılımına ilişkin tanık beyanları
  • Örgüt evlerinde kalmayla ilgili tanık beyanları,
  • Başvuru sahibinin örgüte finansal destek sağladığını gösteren tanık beyanları,
  • Başvuru sahibinin bir kod adı kullandığına dair tanık beyanları
  • Başvuru sahibinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile bağlantısını gösteren tanık beyanları,
Örgütün talimatları doğrultusunda bir suçun işlenmesi
  • Darbe girişimine katılma,
  • Kamu hizmetine girişte sorulan soruların çalınması,
  • Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı Şekilde Elde Edilmesi, Mahremiyetin İhlal Edilmesi ve Görevin Örgüt Lehine Suistimal Edilmesi,
  • Terör örgütü liderinin talimatı doğrultusunda terör örgütüne finansman sağlanması,
  • Örgütün lehine düzenlenen eylemlere katılma,
Tutuklama Tedbiri Uygulanırken İlgili ve Yeterli Gerekçelerin Bulunduğuna Dair Beyanı

Hükümet, başvurucuların yargılanmak üzere tutulmalarına ve tutukluluk hallerinin devamına ilişkin yerel mahkemelerin, Sözleşme’nin 5 § 3 maddesi kapsamında, aşağıdaki hususlara dayandığını kaydetmektedir:

  • Kaçma şüphesi,
  • Suçun ve hükmedilmesi muhtemel cezanın ağırlığı,
  • Delillerin karartılması ya da tahrif edilmesi riski,
  • Kamu düzeninin bozulması tehlikesi,
  • Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümetine yönelik darbe tehdidi ve tehlikesinin devam etmesi,
  • Yeniden suç işleme riski,
  • İsnat edilen suçun, tutukluluk sebebinin var olduğu varsayılan suçlar arasında ye alması

Bu Aşamada Başvurucu Ya Da Avukatlar Ne Yapmalı?

Bu başvurular kapsamında adil tazmin talebinde bulunmak ve Hükümet’in gözlemlerine cevap sunmak için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 14 Şubat 2024 tarihine kadar başvurucu ve avukatlarına süre verdi. Mahkeme, bu sürenin uzatılmayacağını belirtiyor.

Başvurucu Ya Da Avukatlar Cevaplarını Mümkün Mertebe EComms Üzerinden Gödermeli

eComms

Başvurucular ile aralarında iletişimi daha sağlıklı ve güvenilir kılmak amacıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kendisine gönderilece cevapların eComms üzerinden gönderilmesini talep ediyor. Maalesef posta yoluyla gönderilen cevaplarda zaman zaman sorunlar çıkmakta ve de bu telafi edilemez mağduriyetlere yol açmaktadır (Örnek vakalar için buraya tıklayabilirsiniz).

Başvurucular ile aralarında iletişimi daha sağlıklı ve güvenilir kılmak amacıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kendisine gönderilecek cevapların eComms üzerinden gönderilmesini talep ediyor. Maalesef posta yoluyla gönderilen cevaplarda zaman zaman sorunlar çıkmakta ve de bu telafi edilemez mağduriyetlere yol açmaktadır (Örnek vakalar için buraya tıklayabilirsiniz).

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2023 yılı başlarında başvurucuları uyararak bir (eComms) elektronik iletişim sistemi hesabı açmalarını talep etmişti. Bu talep doğrultusunda bir eComms hesabına ekli olan başvuru kapsamında sunulacak cevaplar mutlaka elektronik iletişim sistemi üzerinden sunulmalıdır.

BAŞVURUCU YA DA AVUKATLARIN CEVAPLARI TÜRK HÜKÜMETİNE BİLDİRİLDİ

Söz konusu davalar kapsamında, süresi içerisinde Türk Hükümeti’nin gözlemlerine karşı kendi gözlemlerini ve adil tazmin taleplerini Mahkeme’ye sunan başvurucu ya da avukatların cevapları Türk Hükümeti’ne sunuldu. Türk Hükümeti, Mahkeme’nin daveti üzerine 21 Mayıs 2024 tarihine kadar başvurucuların gözlemlerine ve adil tazmin taleplerine ilişkin gözlemlerini sunacak.

TÜRK HÜKÜMETİ İKİNCİ GÖZLEMLERİNİ SUNDU

Türk Hükümeti’nin Mahkeme’ye sunduğu ikinci savunması, başvurucu ya da avukatlarının eComms hesaplarına yüklendi. Hükümet’in dile getirdiği hususlar aşağıdaki gibidir:

Olgu ve Olaylara İlişkin Hükümetin Beyanı

  • Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesi kapsamında tazminat davası açan başvurucuların başvurularu hakkında kayıttan düşme kararı verilmesi gerektiği,
  • Türk Hükümeti’nin, 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi sonrası 21 Temmuz 2016 tarihinde Sözleşme’den kaynaklanan yükümlülüklerini askıya aldığı, bu nedenle şikâyet konusu tutuklama tedbirlerinin ulusun karşı karşıya olduğu tehlike ve tehdir ile uyumlu olduğu,
  • Bazı başvurucuların şikayetlerini Anayasa Mahkemesi önünde dile getirmeden doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde dile getirdiğini, bu şikayetlerin kabul edilemez bulunması gerektiği.

Kabul Edilirlik ve Esasa İlişkin Hükümetin Beyanı

  • Bazı başvurucuların ek gözlemlerinde yeni şikâyetler dile getirdiği,
  • İki başvurucunun süresi içerisinde kendi gözlemlerini ve adil tazmin taleplerini sunmadığını, bu başvuruların kayıttan düşürülmesi gerektiğini.

Adil Tazmin Taleplerini İlişkin Hükümetin Beyanı

  • Maddi tazminat talebinde bulunan başvurucuların, iddia ettikleri zararlarının iddia ettikleri ihlalden kaynaklandığına dair somut herhangi bir belge sunmadıkları,
  • Başvurucuların iddia ettikleri manevi zararları ile iddia ettikleri ihlal arasında herhangi bir illiyet bağının bulunmadığı,
  • Başvurucuların ödenmesini talep ettikleri gider ve masrafların aşırı ve temelsiz olduğunu, ayrıca bu gider ve masraflara yönelik başvurucuların herhangi bir fatura ya da dekont sunmadıkları

Bu Gözlemlere Karşı Yapılması Gerekenler

Hükümetin bu gözlemleri sadece bilgi amaçlı başvurucu ve de avukatların dikkatine sunulmuştur. Türk Hükümeti’nin beyanında yer alan önemli olgusal aykırılıklar hariç, başvurucuların bu gözlemlere herhangi bir cevap vermemesi gerekir.

Türk Hükümeti’nin Kayıttan Düşürülmesini Talep Ettiği Başvurular

Açıklamalar

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi md. 37§1 (a) uyarınca ‘Yargılamanın her aşamasında, Mahkeme ‘başvurucunun davasını takip etme niyetinde olmadığı kanısına varırsa’ bu başvurunun kayıttan düşürülmesine karar verebilir.’ Eğer Mahkeme başvurucuya cevaplaması için bir yazı gönderir de başvurucu bu yazıyı cevaplamazsa Mahkeme bu başvuruyu kayıttan düşürebilir. Maalesef bu durum çok sık karşılaşılan bir olaydır, hatta Mahkeme başvuruculara gönderdiği yazılarda bu uyarıyı genellikle yapar.

Mahkeme, süresi içerisinde Türk Hükümeti’nin gözlemlerine cevap verilmediği gerekçesiyle başvuruları kayıttan düşürebilmektedir. Konu ile ilgili örnek kararlara buradan ulaşabilirsiniz.

Türk Hükümeti, başvurucu ya da avukatları tarafından ilk süresi içerisinde cevap verilmediği gerekçesiyle Adem GÜMÜŞ v. Türkiye ve diğer 152 başvuru grubunda yer alan 153 başvurunun 19‘unun (%12,41) kayıttan düşürülmesini talep etti.

Türk Hükümeti’nin Kayıttan Düşürülmesini Talep Ettiği Başvuruların Listesi

Türk Hükmeti’nin, ilk süresi içerisinde cevap verilmediği gerekçesiyle başvurusunun kayıttan düşürülmesini istediği tüm başvurucuların adlarını, soyadlarını ve yargılandıkları mahkemeleri çıkartarak toplu bir liste haline getirdim. Böylelikle merak edenler bu listede yer alıp almadığını görebilirler.

Eğer bu listede yer almıyorsanız herhangi bir işlem yapmanıza gerek yoktur. Eğer başvurunuz bu listede yer alıyorsa, başvurunun kayıttan düşürülmesini önlemek amacıyla Mahkeme ile iletişime geçerek davanızı takip etme niyetinde olduğunuzu belirtmeniz gerekir.

Başvurucu Ya Da Avukatları Ne Yapmalı?

Türk Hükümeti’nin kayıttan düşürülmesini talep etmelerine rağmen başvurucu ya da avukatlarının hareketsiz kalmaları durumunda Mahkeme, ilgili davaları kayıttan düşürecektir (örnek vakalar için buraya tıklayınız)İlgililer, başvurunun kayıttan düşürülmesini önlemek amacıyla AİHM ile iletişime geçerek davalarını takip etme niyetinde olduklarını belirtmelidirler.

BAŞVURULAR KAPSAMINDA AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NİN VERDİĞİ KARARLAR

Esasa İlişkin Kararlar

Mahkeme, davaların esasına ilişkin henüz herhangi bir karar vermemiştir.

AİHM, Esasa İlişkin Kararlarını Ne Zaman Açıklayacak?

Mahkeme, taraflara henüz esasa ilişkin kararları ne zaman açıklayacağını bildirmedi.

Kayıttan Düşürme Kararları

Mahkeme, Adem GÜMÜŞ v. Türkiye ve diğer 152 başvuru grubunda yer alan herhangi bir başvuruyu henüz kayıttan düşürmemiştir.

AİHM ÖNÜNDEKİ ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK HAKKININ İHLALİNE İLİŞKİN DİĞER DAVALAR

Mahkeme, Gülen Hareketi’ne üye olduğu iddiasıyla şu ana kadar 4.971 başvuruyu grup halinde Türk Hükümeti’ne bildirerek Türk Hükümeti’ni gözlemlerini sunmaya davet etti. Bunlardan şu ana kadar 1.146 başvuru hakkında ihlal kararı verilerek Türk Hükümeti’nin 5.730.000 avro tazminat ödemesi kararlaştırıldı. Bunların 200’den fazlası, maalesef başvurucu ya da avukatlarının süresi içerisinde cevap vermemesi nedeniyle kayıttan düşürüldü.

Çekişmeli aşamaya geçen ancak henüz Mahkeme tarafından karar verilmeyen başvuru sayısı ise 3.500‘den fazla olup, bunların 670 tanesi hakkında yıl içerisinde, 2.543 tanesi (kayıttan düşülecek başvurular hariç) hakkında ise 2024 yılının sonuna doğru bir ihlal kararı verileceğini bekliyorum.

AİHM DAVALARI HAKKINDA SMS İLE ÜCRETSİZ BİLGİLENDİRME HİZMETİ
aihm sms
  • Eğer başvuru numaranızı biliyorsanız,
  • Bu başvuru Davalı Devlet’e bildirildiyse,
  • Ve tarafımca takip edilen grupların birisi içerisinde arasında yer alıyorsa

Müvekkillerime sağladığım ‘Ücretsiz SMS ile Bilgilendirme’den siz de faydalanabilirsiniz. Bu hizmetten faydalanmak için buraya tıklayınız.

AİHM ÖNÜNDEKİ GELİŞMELERDEN HABERDAR OLMAK İÇİN WHATSAPP KANALIMA KATILABİLİRSİNİZ
Whatsapp
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önündeki davalarda yaşanan gelişmelere,
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına,
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ni savunmaya davet ettiği davalara,
  • AİHM’in önemli bildirilerine
  • Yazımlarıma,sıcağı sıcağına ulaşmak için WhatsApp kanalımı takip edebilirsiniz.

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir