aile hayati 1 min

ÖZEL VE AİLE HAYATINA SAYGI HAKKI KAPSAMINDA CEZAEVİNDE HAFTASONU ÖĞRENCİ ZİYARETLERİ: AİHM ÖNÜNDEKİ LEVENT BAYRAM VE DİĞER 5 BAŞVURU DAVASI

Bu yazı, Levent BAYRAM (10410/20) v. Türkiye ve diğer 5 başvuru grubu altında birleştirilerek 11 Aralık 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen ve başvuru sahiplerinin ‘aile hayatına saygı haklarının’ ihlal edildiğinden şikâyet ettiği 6 başvuru ile ilgilidir. Başvurular, olayların meydana geldiği sırada tutuklu bulunan başvuranların, okul çağındaki çocuklarının hafta sonları kendilerini ziyaret etmelerine yerel makamlar tarafından izin verilmemesiyle ilgilidir. Başvuranlar, Sözleşme’nin 8. maddesi kapsamındaki haklarının ihlal edildiğinden şikâyet etmektedirler.

Tarafımca duyurulan en güncel gelişmeye doğrudan ulaşmak için buraya tıklayınız.

Yazının içeriğini ve her gelişmeye ilişkin detayları aşağıda bulabilirsiniz. Bununla birlikte, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin esasa ilişkin verdiği kararlara ulaşmak için buraya, kayıttan düşürme kararlarına ulaşmak için buraya, henüz karara bağlanmayan başvuruların ne zaman karara bağlanacağına ulaşmak için buraya tıklayınız.

DAVANIN KONUSU

DAVA, MAHPUSLARIN ÖĞRENİM GÖREN ÇOCUKLARI İLE HAFTA SONLARI GÖRÜŞEMEMELERİ NEDENİYLE AİLE HAYATINA SAYGI HAKKININ İHLAL EDİLDİĞİNE İLİŞKİNDİR

aile hayatına saygı hakkı

Başvurular, ilgili tarihte cezaevinde hükümlü ya da tutuklu olan başvurucuların hafta sonları okul çağındaki çocukları ile ziyaret yapma taleplerinin yerel makamlar tarafından reddedilmesine ilişkindir. Başvurucular, Sözleşme’nin 8. maddesi kapsamındaki haklarının ihlal edildiğinden şikayet etmektedir.

Başvurucular, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesi kapsamındaki haklarının ihlal edildiğinden şikâyet etmektedir. Sözleşme’nin aşağıda yer alan ‘Özel ve aile hayatına saygı hakkı’ başlıklı 8. maddesi, aile hayatına saygı hakkını güvence altına almaktadır.

MADDE 8: Özel ve aile hayatına saygı hakkı
  1. Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
  2. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir.

DAVALARIN ELE ALINMA SÜRECİ

AİHM, MAHPUSLARIN ÖĞRENİM GÖREN ÇOCUKLARI İLE HAFTA SONLARI GÖRÜŞEMEDİKLERİ ŞİKAYETLERİNE İLİŞKİN AİLE HAYATINA SAYGI HAKKININ İHLALİ İDDİASIYLA TÜK HÜKÜMETİ’Nİ SAVUNMASINI SUNMAYA DAVET ETTİ

AİHM

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesi ile güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğinden şikayet eden 6 başvurucunun şikayetlerini Levent BAYRAM (10410/20) v. Türkiye ve diğer 5 başvuru grubu altında birleştirilerek 11 Aralık 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirerek Türk Hükümeti’ni savunmasını sunmaya davet etmişti (Söz konusu bildirim yazısının İngilizce orjinal metnine ulaşmak için buraya, tarafımca yapılan Türkçe çevirisine ulaşmak için ise buraya tıklayınız).

Söz konusu başvurucuların listesini aşağıda bulabilirsiniz:

AİHM’in Türk Hükümeti’ne Yönelttiği Sorular

Başvurucuların şikayetleriyle ilgili, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ne cevaplaması için yönelttiği sorular aşağıdaki gibidir:

1.  Hafta sonu ziyaretlerine getirilen söz konusu kısıtlamalar nedeniyle, Sözleşme’nin 8 § 1 maddesi anlamında, başvurucuların özel ve aile hayatlarına saygı gösterilmesi hakkına bir müdahale olmuş mudur (bakınız, Subaşı ve Diğerleri v. Türkiye, no. 3468/20 ve diğer 18 başvuru, §§ 77-79, 6 Aralık 2022)?

2.  Eğer öyleyse, bu müdahale hukuka uygun muydu ve Sözleşme’nin 8 § 2 maddesi bakımından gerekli miydi? Özellikle, ulusal makamlar, başvurucuların ihtiyaçlarına ilişkin somut bir değerlendirme yapmış ve Sözleşme’nin 8. maddesinde yer alan güvencelere uygun olarak şikâyetleriyle ilgilenmiş midir (a.g.k., §§ 80-93)?

avukat min

AİHM Önünde Avukat İle Temsil

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 36. maddesinin 4. fıkrası gereğince başvurucu, Sözleşmeci Taraflardan herhangi birinde görev yapmaya yetkili olan ve bu Taraf Devletlerden birinde ikamet eden bir avukat tarafından temsil edilmelidir.

Bu kapsamda, başvurucuların bir avukat atamaları ve kendisine yetki verilen avukatın, bu görevi kabul ettiğine başvurucunun da ilgili avukatı yetkilendirdiğine dair usulüne uygun olarak düzenlenen yetki belgesinin 08/01/2024 tarihine kadar Mahkeme’ye sunulması gerekir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Yetki Belgesi’ne ulaşmak için buraya tıklayınız.

Yabancı dil

Yargılama Kapsamında Kullanılacak Dil

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 34. maddesinin 3. fıkrası gereğince, başvuran veya temsilcisi tarafından sunulan bütün sözlü veya yazılı görüşler ve başvuran ya da temsilcisiyle ilgili bütün bildirimler, Mahkemenin resmi dilleri olan İngilizce ya da Fransızca dillerinden birinde yazılmalıdır.

ÇEKIŞMESIZ AŞAMA: DOSTANE ÇÖZÜM İMKANI

Dostane çözüm

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihadı ve uygulaması uyarınca, eğer taraflar dostane çözüm üzerinde anlaşırlarsa ve özellikle, Hükümet yapılan masraf ve giderlerle birlikte, başvurucuya uğranılan zararı tazmin edecek nitelikte bir ödeme yaparsa bu davada uzlaşma sağlanabilirdi. Özellikle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Subaşı ve Diğerleri v. Türkiye, no. 3468/20 ve diğer 18 başvuru davasındaki içtihatlarını dikkate alarak söz konusu davada taraflar dostane çözüm sağlanması konusunu tartıştılar, ancak taraflar uzlaşma sağlayamadılar.

TEK TARAFLI DEKLARASYON

Tarafların anlaşmaya varamamaları durumunda, Hükümet’in tek taraflı deklarasyon sunma imkanı vardır. Hükümet’in tek taraflı deklarasyon sunduğu durumlarda, Mahkeme Sözleşme’nin 37. maddesinin 1(c) paragrafı uyarınca, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden olup olmadığına karar verir. Eğer başvurucu tek taraflı deklarasyonun koşullarını kabul ederse, Mahkeme davayı dostane çözüm usulü altında inceler.

ÇEKIŞMELI AŞAMA

Taraflar, dostane çözüm şartları üzerinde anlaşamadıkları için çekişmeli yargı aşaması başlamıştır. Bu aşamada başvurucuların, Mahkeme İçtüzüğü’nün 36. maddesi 2. ve 4. paragrafları uyarınca, Mahkeme önünde bir avukat tarafından temsil edilmesi gerekir.

çekişmeli aşama

Bu kapsamda, 7 Haziran 2024 tarihine kadar Türk Hükümeti, davanın esası ve kabul edilirliğine ilişkin kendi gözlemlerini sunacaktır. Bu yazılı görüşler alındıktan sonra, bir örneği başvuruculara gönderilecek ve cevap olarak sunmak istedikleri görüşlerini ve genellikle Sözleşme’nin 41. maddesi altında bildirmek istedikleri adil tazmin taleplerini (İngilizce ya da Fransızca olarak) altı hafta içinde sunmaları istenecektir. Bunların da Türk Hükümeti’ne bildirilmesi üzerine Hükümet bu sefer ikinci gözlemlerini sunacak ve akabinde Mahkeme karar verecektir. Çekişmeli aşamanın yaklaşık bir yıl sürmesini bekliyorum.

TÜRK HÜKÜMETİ’NİN BAŞVURULARIN KABUL EDİLİRLİĞİ VE ESASINA İLİŞKİN GÖZLEMLERİ

Türk Hükümeti’nin Savunması

Türk Hükümeti, süresi içerisinde şikayetlerin esası ve kabul edilebilirliği hakkındaki gözlemlerini sunmuş ve bu gözlemler de 20 Haziran 2024 tarihinde avukatların eComms hesaplarına yüklenmiştir.

Sunduğu savunmasında Hükümet, başvuranların hafta içi günlerde çocukları tarafından ziyaret edilebildikleri ve çocuklarıyla iletişim kurmak için telefon veya yazışma gibi diğer iletişim araçlarından yararlanma imkânından yoksun bırakılmadıkları göz önünde alındığında, başvuranların hiçbirinin önemli bir zarara uğramadığını ileri sürmüştür. Başvuranların çocuklarıyla fiilen yaptıkları görüş/ziyaretlerin toplam sayısını listelediği tabloya atıfta bulunan ve şikâyetlerin yasal veya yapısal bir soruna işaret ettiğine dair bir şikâyetin bulunmadığını kaydeden Hükümet, insan haklarına saygının, başvuruların esastan incelenmesini gerekli kılmadığını iddia etmiştir.

Peki Bundan Sonra Başvurucu Ya Da Avukatlar Ne Yapmalı?

İlgili avukatların, 2 Ağustos 2024 tarihine kadar Türk Hükümeti’nin savunmasına karşı kendi gözlemlerini ve varsa adil tazmin taleplerini bildirmesi gerekir. AİHM, bu sürenin uzatılmayacağını belirtmektedir.

Başvurucu ya da Avukatlar Cevaplarını Mümkün Mertebe eComms Üzerinden Göndermeli

eComms

Başvurucular ile aralarında iletişimi daha sağlıklı ve güvenilir kılmak amacıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kendisine gönderilecek cevapların eComms üzerinden gönderilmesini talep etmektedir. Maalesef posta yoluyla gönderilen cevaplarda zaman zaman sorunlar çıkmakta ve de bu telafi edilemez mağduriyetlere yol açmaktadır (Örnek vakalar için buraya tıklayabilirsiniz). eComms hakkında detaylı bilgiye ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

BAŞVURUCULARIN GÖZLEMLERİ VE ADİL TAZMİN TALEPLERİ TÜRK HÜKÜMETİ’NE BİLDİRİLDİ

Söz konusu davalar kapsamında, 2 Ağustos 2024 tarihine kadar yani ilk süresi içerisinde Türk Hükümeti’nin gözlemlerine karşı kendi gözlemlerini ve adil tazmin taleplerini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne sunan başvurucu ya da avukatların cevapları 24/07/2024 tarihinde Türk Hükümeti’ne sunuldu. Türk Hükümeti, Mahkeme’nin daveti üzerine 16 Eylül 2024 tarihine kadar başvurucuların gözlemlerine ve adil tazmin taleplerine ilişkin gözlemlerini sunacak.

TÜRK HÜKÜMETİ İKİNCİ GÖZLEMLERİNİ SUNDU

Türk Hükümeti’nin Mahkeme’ye sunduğu ikinci savunması, 30 Eylül 2024 tarihinde başvurucu ya da avukatlarının eComms hesaplarına yüklendi. Hükümet’in dile getirdiği hususlar aşağıdaki gibidir:

Kabul Edilirlik ve Esasa İlişkin Hükümetin Beyanı

Türk Hükümeti, sunduğu ikinci savunmasında başvurucuların önemli derecede mağdur olmadıklarını iddia ederek tüm başvuruların reddedilmesini talep etmektedir.

Adil Tazmin Taleplerini İlişkin Hükümetin Beyanı

Başvurucuların adil tazmin taleplerine ilişkin Türk Hükümeti’nin itirazları aşağıdaki gibidir:

  • Adil tazmin talebinde bulunmaksızın yalnızca vekalet sözleşmesi gönderen başvurucuların talepleri reddedilmelidir.
  • Başvurucular maddi zararlarını göstermekte başarısız olmuşlardır bu nedenle kendilerine maddi tazminat hükmedilmemelidir.
  • Başvurucuların manevi tazminat talepleri ile şikayetleri arasında bir bağ yoktur tazminat talepleri aşırı ve temelsizdir. Bu nedenle kendilerine manevi tazminat hükmedilmemelidir.
  • Masraflar ile ilgili olarak ise hiçbir başvuran ikna edici fatura ya da başka bir belge sunamamıştır bu nedenle kendilerine masraf olarak herhangi bir meblağ ödenmemelidir.
  • Maddi tazminat talebinde bulunan başvurucuların, iddia ettikleri zararlarının iddia ettikleri ihlalden kaynaklandığına dair somut herhangi bir belge sunmadıkları,
  • Başvurucuların iddia ettikleri manevi zararları ile iddia ettikleri ihlal arasında herhangi bir illiyet bağının bulunmadığı,
  • Başvurucuların ödenmesini talep ettikleri gider ve masrafların aşırı ve temelsiz olduğunu, ayrıca bu gider ve masraflara yönelik başvurucuların herhangi bir fatura ya da dekont sunmadıkları

Bu Gözlemlere Karşı Yapılması Gerekenler

Hükümetin bu gözlemleri sadece bilgi amaçlı başvurucu ve de avukatların dikkatine sunulmuştur. Türk Hükümeti’nin beyanında yer alan önemli olgusal aykırılıklar hariç, başvurucuların bu gözlemlere herhangi bir cevap vermemesi gerekir.

BAŞVURULAR KAPSAMINDA AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NİN VERDİĞİ KARARLAR

Esasa İlişkin Kararlar

Mahkeme, davaların esasına ilişkin henüz herhangi bir karar vermemiştir.

AİHM, Esasa İlişkin Kararlarını Ne Zaman Açıklayacak?

Mahkeme, taraflara henüz esasa ilişkin kararları ne zaman açıklayacağını bildirmedi.

Kayıttan Düşürme Kararları

Mahkeme, Levent BAYRAM (10410/20) v. Türkiye ve diğer 5 başvuru grubunda yer alan herhangi bir başvuruyu henüz kayıttan düşürmemiştir.

AİHM’İN BENZER ŞİKAYETLER KAPSAMINDA VERDİĞİ KARARLAR

Subaşı ve diğerleri v. Türkiye (Başvuru no 3468/20 ve diğer 18 başvuru) davasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, cezaevi tarafından kendilerine okul çağındaki çocukları ile hafta sonları ziyaret yapma ve telefonla görüşme izni verilmeyen hükümlü ve tutukluların şikayetlerini inceleyerek her bir başvurucunun ‘Aile hayatına saygı’ hakkının ihlal edildiğine karar vermiş ve her bir başvurucuya manevi tazminat olarak 1.500 avro ödenmesine hükmetti.

Saz ve diğerleri v. Türkiye (Başvuru no 29218/20 ve diğer 2 başvuru) davasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, öğrenci olan çocukları ile haftasonu görüşemeyen ve aralarında bir müvekkilimin de bulunduğu 3 başvurucunun Özel ve Aile Hayatı’nın ihlal edildiğini belirterek tazminat ödenmesine hükmetti.

AİHM ÖNÜNDEKİ GELİŞMELERDEN HABERDAR OLMAK İÇİN WHATSAPP KANALIMI TAKİP EDEBİLİRSİNİZ

Whatsapp
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önündeki davalarda yaşanan gelişmelere,
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına,
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ni savunmaya davet ettiği davalara,
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önemli bildirilerine
  • Yazımlarıma,sıcağı sıcağına ulaşmak için kanalımı WhatsApp kanalımı takip edebilirsiniz.

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir