Talha Altintop 2 min

Özel ve Aile Hayatına Saygı Hakkı Kapsamında Cezaevinde Hafta sonu Öğrenci Ziyareti: Talha ALTINTOP Ve Diğer 43 Başvurucu

Bu yazı, Talha ALTINTOP (39386/20) v. Türkiye ve diğer 43 başvuru grubu altında birleştirilerek 17 Haziran 2024 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen ve başvuru sahiplerinin ‘özel ve aile hayatlarına ve haberleşmelerine saygı gösterilmesi haklarının’ ihlal edildiğinden şikâyet ettiği 44 başvuru ile ilgilidir.

Tarafımca duyurulan en güncel gelişmeye doğrudan ulaşmak için buraya tıklayınız.

Yazının içeriğini ve her gelişmeye ilişkin detayları aşağıda bulabilirsiniz. Bununla birlikte, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin esasa ilişkin verdiği kararlara ulaşmak için buraya, kayıttan düşürme kararlarına ulaşmak için buraya, henüz karara bağlanmayan başvuruların ne zaman karara bağlanacağına ulaşmak için buraya tıklayınız.

AİHM önündeki özgürlük ve güvenlik hakkının ihlali iddialarına ilişkin diğer davalar için buraya tıklayınız.

DAVANIN KONUSU

Dava, Başvurucuların Özel ve Aile Hayatları ile Haberleşmelerine Saygı Gösterilmesi Haklarının İhlal Edilmesi İle İlgilidir

aile hayatına saygı hakkı

Başvurular esas olarak cezaevi yetkililerinin hafta sonları ziyaret ve/veya telefon görüşmelerini yasaklayan kararlarıyla ilgilidir. İlgili tarihte cezaevinde hükümlü ya da tutuklu olan başvuranlar, esas olarak, söz konusu yasaklar nedeniyle okul çağındaki çocuklarıyla iletişim kuramamaktan şikâyet etmektedirler.

7331/21 numaralı başvuruda, başvuranın hafta sonu ziyaretlerinin kısıtlanmasına ilişkin şikayetinin yanı sıra, özel yazışmalarının Ulusal Yargı Ağı Sistemi’nde (UYAP) kaydedilmesi ve saklanmasından da şikayet etmektedir. Son olarak, 44263/20, 45071/20, 51422/20, 52089/20, 55323/20 ve 27046/21 numaralı başvurulardaki başvuranlar, özellikle aşırı kalabalık olmak üzere, tutukluluk koşullarından şikayet etmektedirler.

Sözleşme’nin 8. maddesine atıfta bulunan başvuranların tümü, özel ve aile hayatlarına ve haberleşmelerine saygı gösterilmesi haklarının ihlal edildiğini iddia etmektedir. Sözleşme’nin 3. maddesine dayanarak, 44263/20, 45071/20, 51422/20, 52089/20, 55323/20 ve 27046/21 numaralı başvurulardaki başvuranlar da tutukluluk koşullarının yetersizliğinden şikayet etmektedirler.

Başvurucular, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesi kapsamındaki haklarının ihlal edildiğinden şikâyet etmektedir. Sözleşme’nin aşağıda yer alan ‘Özel ve aile hayatına saygı hakkı’ başlıklı 8. maddesi, özel ve aile hayatına ve haberleşmeye saygı gösterilmesi hakkını güvence altına almaktadır.

MADDE 8: Özel ve aile hayatına saygı hakkı
  1. Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
  2. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir.

DAVALARIN ELE ALINMA SÜRECİ

AİHM, Türk Hükümeti’ni Savunmasını Sunmaya Davet Etti

AİHM

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesi ile güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğinden şikayet eden 44 başvurucunun şikayetlerini Talha ALTINTOP (39386/20) v. Türkiye ve diğer 43 başvuru grubu altında birleştirip 7 Haziran 2024 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirerek Türk Hükümeti’ni savunmasını sunmaya davet etmişti (Söz konusu bildirim yazısının İngilizce orijinal metnine ulaşmak için buraya, tarafımca yapılan Türkçe çevirisine ulaşmak için ise buraya tıklayınız).

Söz konusu başvurucuların listesini aşağıda bulabilirsiniz:

AİHM’in Türk Hükümeti’ne Yönelttiği Sorular

Başvurucuların şikayetleriyle ilgili, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ne cevaplaması için yönelttiği sorular aşağıdaki gibidir:

8253/21 NO’LU BAŞVURUNUN KABUL EDİLEBİLİRLİĞİNE İLİŞKİN SORU

Başvuru, Sözleşme’nin 35 § 1 maddesi uyarınca altı aylık süre sınırına uygun olarak Mahkeme’ye yapılmış mıdır (bkz. Sabri Güneş / Türkiye [BD], no. 27396/06, §§ 39-42, 29 Haziran 2012)? Özellikle, Anayasa Mahkemesi’nin 16 Temmuz 2020 tarihli kararı cezaevi idaresi tarafından başvurana ne zaman tebliğ edilmiştir?

ORTAK SORULAR

  1. Hafta sonu ziyaretleri ve telefon görüşmelerine getirilen söz konusu kısıtlamalar nedeniyle, Sözleşme’nin 8 § 1 maddesi anlamında, başvuranların özel ve aile yaşamlarına ve haberleşmelerine saygı gösterilmesi hakkına bir müdahale olmuş mudur (bkz. Subaşı Diğerleri / Türkiye, no. 3468/20 ve 18 diğerleri, §§ 77-79 ve 105, 6 Aralık 2022)?
  2. Eğer öyleyse, bu müdahale hukuka uygun muydu ve Sözleşme’nin 8 § 2 maddesi bakımından gerekli miydi? Özellikle, yerel makamlar, başvuranların ihtiyaçlarına ilişkin somut bir değerlendirme yapmış ve Sözleşme’nin 8. maddesinde yer alan güvencelere uygun olarak şikâyetleriyle ilgilenmiş midir (ibid., §§ 80-93 ve 106-09)?

7331/21 NO’LU BAŞVURUYA İLİŞKİN ÖZEL  SORU

  1. Başvuranın özel yazışmalarının Ulusal Yargı Ağı Sistemi’ne (UYAP) kaydedilmesi ve saklanması nedeniyle Sözleşme’nin 8 § 1 maddesi anlamında özel hayatına ve saygı gösterilmesi hakkına bir müdahale olmuş mudur (bkz. 49341/18 ve 13 diğerleri, § 82, 29 Mart 2022)?
  2. Eğer öyleyse, bu müdahale hukuka uygun muydu ve Sözleşme’nin 8 § 2 maddesi bakımından gerekli miydi? Özellikle, itiraz edilen tedbirin, Sözleşme’nin 8. Maddesindeki güvencelere aykırı olabilecek kişisel bilgilerin ifşasını önleyecek uygun güvenceleri sağlayan erişilebilir ve öngörülebilir bir yasal dayanağı var mıydı (ibid, §§ 84-98)?

44263/20, 45071/20, 51422/20, 52089/20, 55323/20 ve 27046/21 NUMARALI BAŞVURULARA İLİŞKİN ÖZEL SORU

Başvuranların tutukluluk koşulları, özellikle de aynı çok odalı birimlere yerleştirilen mahkûmların sayısı göz önüne alındığında kişisel alan, Sözleşme’nin 3. maddesini ihlal eden insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele teşkil etmiş midir (bkzMuršić / Hırvatistan [BD], no. 7334/13§§ 136-140, 20 Ekim 2016; ve İlerde ve Diğerleri / Türkiye, no35614/19 ve 10 diğerleri, §§ 169-199, 5 Aralık 2023)?

Hükümet’ten, Mahkeme’nin İlerde ve Diğerleri kararında (ibid, §§ 173-176) belirtilen yönteme uygun olarak, tutukluluk sürelerini belirterek, başvuranların kaldıkları çeşitli cezaevi hücrelerinde mevcut olan taban alanı hakkında Mahkeme’ye bilgi vermesi talep edilmektedir

avukat min

AİHM Önünde Avukat İle Temsil

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 36. maddesinin 4. fıkrası gereğince başvurucu, Sözleşmeci Taraflardan herhangi birinde görev yapmaya yetkili olan ve bu Taraf Devletlerden birinde ikamet eden bir avukat tarafından temsil edilmelidir.

Bu kapsamda, başvurucuların bir avukat atamaları ve kendisine yetki verilen avukatın, bu görevi kabul ettiğine başvurucunun da ilgili avukatı yetkilendirdiğine dair usulüne uygun olarak düzenlenen yetki belgesinin 05/09/2024 tarihine kadar Mahkeme’ye sunulması gerekir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Yetki Belgesi’ne ulaşmak için buraya tıklayınız.

Yabancı dil

Yargılama Kapsamında Kullanılacak Dil

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 34. maddesinin 3. fıkrası gereğince, başvuran veya temsilcisi tarafından sunulan bütün sözlü veya yazılı görüşler ve başvuran ya da temsilcisiyle ilgili bütün bildirimler, Mahkemenin resmi dilleri olan İngilizce ya da Fransızca dillerinden birinde yazılmalıdır.

ÇEKIŞMESIZ AŞAMA: DOSTANE ÇÖZÜM İMKANI

Dostane çözüm

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihadı ve uygulaması uyarınca, eğer taraflar dostane çözüm üzerinde anlaşırlarsa ve özellikle, Hükümet yapılan masraf ve giderlerle birlikte, başvurucuya uğranılan zararı tazmin edecek nitelikte bir ödeme yaparsa bu davada uzlaşma sağlanabilirdi. Özellikle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Subaşı ve Diğerleri v. Türkiye, no. 3468/20 ve diğer 18 başvuru davasındaki içtihatlarını dikkate alarak söz konusu davada taraflar dostane çözüm sağlanması konusunu tartıştılar, ancak bazı taraflar uzlaşma sağlayamadılar.

TEK TARAFLI DEKLARASYON

Tarafların anlaşmaya varamamaları durumunda, Hükümet’in tek taraflı deklarasyon sunma imkanı vardır. Hükümet’in tek taraflı deklarasyon sunduğu durumlarda, Mahkeme Sözleşme’nin 37. maddesinin 1 (c) paragrafı uyarınca, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden olup olmadığına karar verir. Eğer başvurucu tek taraflı deklarasyonun koşullarını kabul ederse, Mahkeme davayı dostane çözüm usulü altında inceler.

ÇEKIŞMELI AŞAMA

Taraflar, dostane çözüm şartları üzerinde anlaşamadıkları için çekişmeli yargı aşaması başlamıştır. Bu aşamada başvurucuların, Mahkeme İçtüzüğü’nün 36. maddesi 2. ve 4. paragrafları uyarınca, Mahkeme önünde bir avukat tarafından temsil edilmesi gerekir.

çekişmeli aşama

Bu kapsamda, Türk Hükümeti, davanın esası ve kabul edilirliğine ilişkin kendi gözlemlerini sunacaktır. Bu yazılı görüşler alındıktan sonra, bir örneği başvuruculara gönderilecek ve cevap olarak sunmak istedikleri görüşlerini ve genellikle Sözleşme’nin 41. maddesi altında bildirmek istedikleri adil tazmin taleplerini (İngilizce ya da Fransızca olarak) altı hafta içinde sunmaları istenecektir. Bunların da Türk Hükümeti’ne bildirilmesi üzerine Hükümet bu sefer ikinci gözlemlerini sunacak ve akabinde Mahkeme karar verecektir. Çekişmeli aşamanın yaklaşık bir yıl sürmesini bekliyorum.

TÜRK HÜKÜMETİ’NİN BAŞVURULARIN KABUL EDİLİRLİĞİ VE ESASINA İLİŞKİN GÖZLEMLERİ

Türk Hükümeti’nin Savunması

Türk Hükümeti, 24 Ocak 2025 tarihinde savunmasını sundu ve bu savunmalar 31 Ocak 2025 tarihinde eComms hesaplarına yüklendi.

Hükümet, gözlemlerinde 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ve sonrasında alınan tedbirlerin cezaevlerine etkisine vurgu yapmaktadır. Darbe girişimi sonrası binlerce kişinin tutuklanması cezaevlerinde kapasite sorunu yaratmış, güvenlik ve düzenin sağlanması adına belirli uygulamalar hayata geçirilmiştir.

Ayrıca, COVID-19 pandemisi nedeniyle okulların kapalı olduğu dönemlerde hafta sonu görüş taleplerinin değerlendirilmesi ve Türkiye’de okul öncesi eğitimin zorunlu olmaması gibi hususlara dikkat çekilmektedir.

Hukuki Değerlendirme
  1. Kabul Edilebilirlik
    • Hükümet, başvuruların iç hukuk yolları tüketilmeden yapıldığını ve başvurucuların “mağdur” statüsünde olmadıklarını iddia etmektedir.
    • Şikayetlerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 35. maddesi uyarınca önemli bir dezavantaja neden olmadığı savunulmaktadır.
  2. Esasa Dair Değerlendirme
    • Müdahale Var mı? Hükümet, bir müdahale olduğunu kabul etmekle birlikte bunun hukuka uygun ve meşru olduğunu iddia etmektedir.
    • Hukuki Dayanak: AİHM’e sunulan belgelerde, müdahalenin Türk ceza infaz mevzuatına ve içtihatlara dayandığı belirtilmektedir.
    • Meşru Amaç: Güvenlik, kamu düzeni ve cezaevi yönetiminin etkinliği gibi sebepler ileri sürülmektedir.
    • Orantılılık ve Demokratik Toplumda Gereklilik: Cezaevi şartları, fiziki kapasite ve personel sayısı göz önüne alınarak hafta sonu ziyaretlerin belirli kurallara tabi tutulmasının meşru olduğu savunulmaktadır.

Özel Başvurulara Dair Değerlendirmeler

  • Hafta Sonu Ziyaret Engelleri: Cezaevlerinin kapasite ve güvenlik durumuna göre ziyaret günlerinin belirlendiği, ancak zaman içinde esneklik sağlandığı belirtilmektedir.
  • Mektupların UYAP’a Kaydedilmesi: Mahkumların mektuplarının Ulusal Yargı Ağı Sistemi’ne kaydedilmesinin hukukiliği tartışılmaktadır.
  • Cezaevi Koşulları: Kötü muamele yasağının ihlal edilip edilmediği değerlendirilmiştir.

Türkiye Hükümeti, AİHM’e sunduğu görüşlerinde, cezaevi yönetimlerinin iç hukuka uygun hareket ettiğini ve kamu düzeni, güvenlik gibi sebeplerle kısıtlamalar getirilmesinin meşru olduğunu savunmaktadır. Özellikle, hafta sonu ziyaret taleplerinin reddedilmesinin hukuka uygun olduğuna ve başvurucuların tüm iç hukuk yollarını tüketmeden AİHM’e başvurduğuna vurgu yapılmaktadır.

Peki Bu Aşamada Ne Yapılmalı?

Bu başvurular kapsamında, 14 Mart 2025 tarihine kadar adil tazmin talebinde bulunulması ve Hükümet’in gözlemlerine karşı cevapların sunulması gerekmektedir. AİHM, bu sürenin uzatılmayacağını belirtiyor.

Başvurucu Ya Da Avukatlar Cevaplarını Mümkün Mertebe EComms Üzerinden Gödermeli

eComms

Başvurucular ile aralarında iletişimi daha sağlıklı ve güvenilir kılmak amacıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kendisine gönderilece cevapların eComms üzerinden gönderilmesini talep ediyor. Maalesef posta yoluyla gönderilen cevaplarda zaman zaman sorunlar çıkmakta ve de bu telafi edilemez mağduriyetlere yol açmaktadır (Örnek vakalar için buraya tıklayabilirsiniz).

Başvurucular ile aralarında iletişimi daha sağlıklı ve güvenilir kılmak amacıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kendisine gönderilece cevapların eComms üzerinden gönderilmesini talep ediyor. Maalesef posta yoluyla gönderilen cevaplarda zaman zaman sorunlar çıkmakta ve de bu telafi edilemez mağduriyetlere yol açmaktadır (Örnek vakalar için buraya tıklayabilirsiniz).

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2023 yılı başlarında başvurucuları uyararak bir (eComms) elektronik iletişim sistemi hesabı açmalarını talep etmişti. Bu talep doğrultusunda bir eComms hesabına ekli olan başvuru kapsamında sunulacak cevaplar mutlaka elektronik iletişim sistemi üzerinden sunulmalıdır.

BAŞVURULAR KAPSAMINDA AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NİN VERDİĞİ KARARLAR

Esasa İlişkin Kararlar

Mahkeme, davaların esasına ilişkin henüz herhangi bir karar vermemiştir.

AİHM, Esasa İlişkin Kararlarını Ne Zaman Açıklayacak?

Mahkeme, taraflara henüz esasa ilişkin kararları ne zaman açıklayacağını bildirmedi.

Kayıttan Düşürme Kararları

Mahkeme, bu grupta yer alan herhangi bir başvuruyu henüz kayıttan düşürmemiştir.

AİHM ÖNÜNDEKİ BENZER DERDEST DAVALAR

11 Aralık 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen ve başvuru sahiplerinin ‘aile hayatına saygı haklarının’ ihlal edildiğinden şikâyet ettiği Levent BAYRAM (10410/20) v. Türkiye ve diğer 5 başvuru grubuna ilişkin yargılamanın tüm detaylarına ulaşmak için buraytıklayınız

AİHM’İN BENZER ŞİKAYETLER KAPSAMINDA VERDİĞİ KARARLAR

Subaşı ve diğerleri v. Türkiye (Başvuru no 3468/20 ve diğer 18 başvuru) davasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, cezaevi tarafından kendilerine okul çağındaki çocukları ile hafta sonları ziyaret yapma ve telefonla görüşme izni verilmeyen hükümlü ve tutukluların şikayetlerini inceleyerek her bir başvurucunun ‘Aile hayatına saygı’ hakkının ihlal edildiğine karar vermiş ve her bir başvurucuya manevi tazminat olarak 1.500 avro ödenmesine hükmetti.

Saz ve diğerleri v. Türkiye (Başvuru no 29218/20 ve diğer 2 başvuru) davasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, öğrenci olan çocukları ile haftasonu görüşemeyen ve aralarında bir müvekkilimin de bulunduğu 3 başvurucunun Özel ve Aile Hayatı’nın ihlal edildiğini belirterek tazminat ödenmesine hükmetti.

AİHM ÖNÜNDEKİ GELİŞMELERDEN HABERDAR OLMAK İÇİN WHATSAPP KANALIMI TAKİP EDEBİLİRSİNİZ
Whatsapp
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önündeki davalarda yaşanan gelişmelere,
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına,
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ni savunmaya davet ettiği davalara,
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önemli bildirilerine
  • Yazımlarıma,sıcağı sıcağına ulaşmak için kanalımı WhatsApp kanalımı takip edebilirsiniz.

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir