mahmut ersert 3 min 1

Hukuka Aykırı Tutuklamalara İlişkin AİHM Önündeki Şikayetler: Mahmut ERSERT ve Diğer 42 Başvurucu v. Türkiye

Bu yazı Mahmut ERSERT ve Diğer 42 Başvurucu v. Türkiye adı altında birleştirilerek 7 Şubat 2025 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen ve başvuru sahiplerinin ‘Özgürlük ve Güvenlik Haklarının’ ihlal edildiğinden yani maruz kaldığı hukuka aykırı tutuklama tedbirinden şikâyet ettiği 43 başvuru ile ilgilidir.

Dava kapsamındaki her gelişmeye ilişkin detayları aşağıda bulabilirsiniz. Bununla birlikte, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‘nin esasa ilişkin verdiği kararlara ulaşmak için buraya, kayıttan düşürme kararlarına ulaşmak için buraya, henüz karara bağlanmayan başvuruların ne zaman karara bağlanacağına ulaşmak için buraya tıklayınız.

AİHM önündeki özgürlük ve güvenlik hakkının ihlali iddialarına ilişkin diğer davalar için buraya tıklayınız.

DAVANIN KONUSU

DAVA BAŞVURUCULARIN TUTUKLANMASI İLE İLGİLİDİR

mahmut ersert 3 min

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM ya da Mahkeme) önünde yer alan başvurular, esas olarak, olayların meydana geldiği zamanda hakim ya da savcı olan başvurucuların 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi sonrasında Türk makamları tarafından “Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması” olarak tanımlanan ve darbe girişiminin arkasında olduğu değerlendirilen bir örgüte üye oldukları şüphesiyle yakalanmaları ve tutuklanmalarıyla ilgilidir.

Başvurucular esas olarak, çeşitli tarihlerde, Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesi uyarınca cezalandırılan bir suç olan FETÖ/PDY üyeliği şüphesiyle yakalanmış ve yargılanmak üzere tutuklanmışlardır.

Tutuklama kararları, esas olarak iddia edilen suçun niteliğine, delillerin durumuna ve hükmedilecek muhtemel cezanın ağırlığın dayanıyordu. Tutukluluk kararlarında, ayrıca, darbe girişimine ilişkin soruşturmaların ülke genelinde yürütülmekte olduğu, henüz tüm şüphelilerin ifadelerinin alınmadığı ve iddia edilen suçun Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 100 § 3 maddesinde listelenen “katalog” suçlar arasında yer aldığı belirtilmiştir.

Başvurucuların, kendilerine atfedilen suçu işlediklerine dair makul şüphenin bulunmadığı iddiası da dâhil olmak üzere, tutuklama kararlarına karşı ileri sürdükleri itirazlar, Anayasa Mahkemesi de dâhil olmak üzere, mahkemeler tarafından reddedilmiştir.

DAVALARIN ELE ALINMA SÜRECİ

AİHM TÜRK HÜKÜMETİ’Nİ SAVUMASINI SUNMAYA DAVET ETTİ

Türk Hükümeti’ne Bildirilen Davalar

ByLock

‘Özgürlük ve Güvenlik Haklarının’ ihlal edildiğinden şikâyet ederek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde bireysel başvuru yapan 43 başvurucunun şikayetleri Mahmut ERSERT ve Diğer 42 Başvurucu v. Türkiye grubunda birleştirilerek 7 Şubat 2025 tarihinde Hükümet’e bildirildi. (Mahkeme’nin bu konuda Hükümet’e yönelttiği sorulara, başvurucuların listesine ve başvurucuların Hükümet’e iletilen şikayetlerine ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz).

Türk Hükümeti, Mahkeme’nin talebi üzerine 31/07/2025 tarihine kadar başvurucuların dile getirdiği şikayetlerin esası ve kabul edilirliğine ilişkin savunmasını sunacak.

Şikayeti Türk Hükümeti’ne bildirilen 43 kişinin listesi aşağıdadır

Başvurucuların Şikayetleri

Başvurular esas olarak, 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişimi sonrasında FETÖ/PDY üyeliği şüphesiyle başvuru sahiplerinin yakalanmaları ve yargılanma öncesi tutuklanmalarıyla ilgilidir.
Başvuru sahipleri, aşağıdaki iddialara dayanarak Sözleşme’nin 5. maddesi ile güvence altına alınan özgürlük ve güvenlik haklarının ihlal edildiğinden şikâyet etmektedir (her bir başvurucu tarafından ortaya atılan özel şikayetlerle ilgili ayrıntılı bilgi için yukarıda listelenen ilgili davaya bakınız):

  • Hâkim ve savcıların gözaltına alınmasına ilişkin olarak iç hukukta öngörülen usul güvenceleri ihlal edilerek gözaltına alınmaları ya da tutuklanmaları;
  • Suç işlediklerine dair herhangi bir makul şüphe bulunmadığı halde tutuklanmaları;
  • İlk tutukluluklarını ve tutukluluk hallerinin devam etmesini haklı çıkarmak için ilgili ve yeterli nedenlerin bulunmaması;
  • Tutukluluk sürelerinin çok uzun olması;
  • Tutukluluk incelemelerinin duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden gerçekleştirilmesi ve bu incelemeler hakkında Cumhuriyet savcısının mütalaasının bildirilmemesi;
  • Soruşturma dosyalarına erişimlerinin kısıtlanması;
  • Tutukluluk hallerine veya salıverilme taleplerine itirazlarının geç incelenmesi veya hiç incelenmemesi;
  • Tutukluluk hallerini uzatan kararların kendilerine tebliğ edilmemesi veya bu kararlara itiraz etmelerini engelleyen bir gecikmeyle tebliğ edilmesi;
  • Özellikle avukatlarıyla görüşmelerinin cezaevi yetkilileri tarafından izlendiği gerçeğini göz önünde bulundurarak, tutukluluklarına itiraz etmek için etkili avukat yardımı ve kolaylıklardan yararlanmamaları;
  • Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurularını incelemek için harcadığı sürenin fazla olması;
  • Sözleşmenin 5. maddesi uyarınca haklarının ihlal edildiği iddiasıyla iç hukukta telafi edici bir çözüm yolunun bulunmaması;

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ne Yönelttiği Sorular

Yukarıdaki şikayetlerle ilgili, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ne cevaplaması için yönelttiği sorular ise aşağıdaki gibidir:

  1. 13735/17 sayılı başvurunun kabul edilebilirliğine ilişkin davaya özgü soru 

Başvuran, Sözleşme’nin 35 § 1 maddesi anlamında, Sözleşme’nin 5. ve 8. maddeleri kapsamındaki şikayetleriyle ilgili olarak kendisine sunulan iç hukuk yollarını usulüne uygun olarak tüketmiş midir? 

Ek’teki listeye uygun olarak iletilen şikayetler temelinde

A. Sözleşme’nin 5. Maddesi kapsamındaki şikayetler 

1. (a) Başvuranların yargılama öncesi tutuklulukları, özgürlüklerinden mahrum bırakılmalarına ilişkin olarak iç hukuk tarafından hâkim ve savcılara sağlanan usul güvenceleri göz önünde bulundurulduğunda, Sözleşme’nin 5 § 1 maddesinin amaçları doğrultusunda “kanunda öngörülen usule uygun olarak” gerçekleşmiş midir (karşılaştırınız Baş/Türkiye, no. 66448/17, §§ 130-62, 3 Mart 2020)? 

(b) Başvuranların, özellikle Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun suçun işlendiğine dair “kuvvetli şüphelerin varlığını gösteren somut deliller” gerektiren 100. maddesi dikkate alındığında, Sözleşme’nin 5 § 1 (c) maddesinin amaçları doğrultusunda (bkz. özellikle Fox, Campbell ve Hartley/Birleşik Krallık, 30 Ağustos 1990, § 32, Seri A No. 182), bir suç işlediklerine dair “makul bir şüphe” temelinde gözaltına alındıkları düşünülebilir mi? Dahası, Anayasa Mahkemesi makul şüphenin varlığını başvuranların tutuklanmasına karar verildikten sonra ortaya çıkan delillere mi dayandırmıştır (bkz. özellikle Baş, yukarıda anılan, § 185)? 

2. Başvuranların tutuklu yargılanmaları Sözleşme’nin 5 § 3 maddesinin gerekliliklerine uygun muydu? Özellikle: 

(a) Başvuranların ilk tutukluluklarına ve tutukluluklarının uzatılmasına karar veren ve bu kararlara karşı yapılan itirazları inceleyen hâkimler, söz konusu özgürlükten yoksun bırakma için ilgili ve yeterli gerekçeler sunma yükümlülüklerini yerine getirmişler midir (bkz. özellikle, Buzadji/Moldova Cumhuriyeti [BD], no. 23755/07, § 102, 5 Temmuz 2016)? 

(b) Başvuranların yargılama öncesi tutukluluk süresi, Sözleşme’nin 5 § 3 maddesi kapsamındaki “makul süre” şartını ihlal ediyor muydu? 

3. Başvuranlar, Sözleşme’nin 5 § 4 maddesinin gerektirdiği şekilde, özgürlüklerinden mahrum bırakılmalarının yasallığına itiraz edebilecekleri etkili bir hukuk yoluna sahip miydi? Hükümet, özellikle, başvuranlar tarafından dile getirilen aşağıdaki şikâyetlere cevap vermeye davet edilmektedir: 

(a) tutukluluklarının uzatılması kararları ve bu kararlara itirazları duruşma yapılmaksızın incelendiğinden ve savcıların görüşleri kendilerine tebliğ edilmediğinden silahların eşitliği ilkesine riayet edilmemiştir (bkz. özellikle, Baş, yukarıda anılan, §§ 212-14, ve Kocamış ve Kurt/Türkiye, no. 227/13, §§ 34-35, 25 Ocak 2022); 

(b) soruşturma dosyasına erişimlerine getirilen kısıtlama nedeniyle tutukluluklarına etkili bir şekilde itiraz edememişlerdir (bkz. diğerlerinin yanı sıra, Ceviz/Türkiye, no. 8140/08, § 41, 17 Temmuz 2012); 

(c) tutukluluklarına ilişkin itirazlarının incelenmemiş olması veya geç incelenmiş olması (bkz. örneğin, Shannon/Letonya, no. 32214/03, §§ 67-74, 24 Kasım 2009); 

(d) tutukluluk sürelerinin uzatılmasına ilişkin kararların kendilerine tebliğ edilmemiş olması ya da gecikmeli olarak tebliğ edilmiş olması, bu kararlara karşı itirazda bulunmalarını engellemiştir (karşılaştırınız, örneğin, Voskuil/Hollanda, no. 64752/01, § 83, 22 Kasım 2007); 

(e) özellikle avukatlarıyla iletişimlerinin kısıtlandığı ve izlendiği gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, tutukluluklarına itiraz etmek için etkili hukuki yardım veya imkânlara sahip olmamaları (bkz. mutatis mutandis, Černák / Slovakya, no. 36997/08, § 78, 17 Aralık 2013); 

(f) Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruları inceleme süresinin aşırı olduğu (ilgili ilkeler için Kavala/Türkiye, no. 28749/18, §§ 181-84, 10 Aralık 2019 ile karşılaştırınız). 

4. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 141. maddesi uyarınca sağlanan tazminat yolu, başvuranın şikayetlerinden herhangi biri bakımından Sözleşme’nin 5 § 4 maddesi anlamında etkili bir hukuk yolu oluşturmuş mudur? 

B. Sözleşme’nin 8. Maddesi kapsamındaki şikayetler 

Yetkililer tarafından bazı başvuranların evlerinde ve ofislerinde yapılan aramalar (başvuru numaraları 13735/17 ve 49095/20) dikkate alındığında, bu başvuranların özel yaşamlarına ve konutlarına saygı gösterilmesi hakkına bir müdahale var mıydı? Eğer öyleyse, bu müdahale hukuka uygun muydu ve Sözleşme’nin 8. maddesi bakımından gerekli miydi (karşılaştırınız, örneğin, Tercan/Türkiye, no. 6158/18, §§ 189-202, 29 Haziran 2021)? 

avukat min

AİHM Önünde Avukat İle Temsil

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 36. maddesinin 2. fıkrası kapsamında Daire Başkanı tarafından başvuruculara kendilerini temsil etme imkanı tanınmıştır.

Türk

Yargılama Kapsamında Kullanılacak Dil

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 34. maddesinin 3. fıkrası kapsamında Daire Başkanı tarafından başvurucuların Türkçe kullanmalarına izin verilmiştir.

Bu Aşamada Başvurucu Ya Da Avukatlar Ne Yapmalı?

Başvurucular dilerse bir temsilci atayarak davalarını bu şekilde takip edebilirler. Bununla birlikte, başvuruların eComms hesabı üzerinden takip edilmesini özellikle tavsiye ederim.

BAŞVURULAR KAPSAMINDA AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NİN VERDİĞİ KARARLAR

Esasa İlişkin Kararlar

Mahkeme, davaların esasına ilişkin henüz herhangi bir karar vermemiştir.

AİHM, Esasa İlişkin Kararlarını Ne Zaman Açıklayacak?

Mahkeme, taraflara henüz esasa ilişkin kararları ne zaman açıklayacağını bildirmedi.

Kayıttan Düşürme Kararları

Mahkeme, bu grupta Türk Hükümeti’ne bildirilen herhangi bir başvuruyu henüz kayıttan düşürmemiştir.

AİHM DAVALARI HAKKINDA SMS İLE ÜCRETSİZ BİLGİLENDİRME HİZMETİ

aihm sms
  • Eğer başvuru numaranızı biliyorsanız,
  • Bu başvuru Davalı Devlet’e bildirildiyse,
  • Ve tarafımca takip edilen grupların birisi içerisinde arasında yer alıyorsa

Müvekkillerime sağladığım ‘Ücretsiz SMS ile Bilgilendirme’den siz de faydalanabilirsiniz. Bu hizmetten faydalanmak için buraya tıklayınız.

AİHM ÖNÜNDEKİ GELİŞMELERDEN HABERDAR OLMAK İÇİN WHATSAPP KANALIMA KATILABİLİRSİNİZ

Whatsapp
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önündeki davalarda yaşanan gelişmelere,
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına,
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ni savunmaya davet ettiği davalara,
  • AİHM’in önemli bildirilerine
  • Yazımlarıma, sıcağı sıcağına ulaşmak için WhatsApp kanalımı takip edebilirsiniz.

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir