Hukuka Aykırı Tutuklamalara İlişkin AİHM Önündeki Şikayetler: Erol KÖKÇÜ ve 29 Diğer Başvurucu v. Türkiye
Bu yazı Erol KÖKÇÜ ve 29 Diğer Başvurucu v. Türkiye adı altında birleştirilerek 29 Kasım 2024 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen ve başvuru sahiplerinin ‘Özgürlük ve Güvenlik Haklarının’ ihlal edildiğinden yani maruz kaldığı hukuka aykırı tutuklama tedbirinden şikâyet ettiği 30 başvuru ile ilgilidir.
Dava kapsamındaki her gelişmeye ilişkin detayları aşağıda bulabilirsiniz. Bununla birlikte, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‘nin esasa ilişkin verdiği kararlara ulaşmak için buraya, kayıttan düşürme kararlarına ulaşmak için buraya, henüz karara bağlanmayan başvuruların ne zaman karara bağlanacağına ulaşmak için buraya tıklayınız.
AİHM önündeki özgürlük ve güvenlik hakkının ihlali iddialarına ilişkin diğer davalar için buraya tıklayınız.
DAVANIN KONUSU
DAVA BYLOCK KULLANIMI VB. İDDİASIYLA BAŞVURUCULARIN TUTUKLANMASI İLE İLGİLİDİR
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM ya da Mahkeme) önünde yer alan başvurular, esas olarak, başvurucuların 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi sonrasında Türk makamları tarafından “Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması” olarak tanımlanan ve darbe girişiminin arkasında olduğu değerlendirilen bir örgüte üye oldukları şüphesiyle yakalanmaları ve tutuklanmalarıyla ilgilidir.
Başvurucular esas olarak, çeşitli tarihlerde, Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesi uyarınca cezalandırılan bir suç olan FETÖ/PDY üyeliği şüphesiyle yakalanmış ve yargılanmak üzere tutuklanmışlardır.
Tutuklama kararları, esas olarak iddia edilen suçun niteliğine, delillerin durumuna ve hükmedilecek muhtemel cezanın ağırlığın dayanıyordu. Tutukluluk kararlarında, ayrıca, darbe girişimine ilişkin soruşturmaların ülke genelinde yürütülmekte olduğu, henüz tüm şüphelilerin ifadelerinin alınmadığı ve iddia edilen suçun Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 100 § 3 maddesinde listelenen “katalog” suçlar arasında yer aldığı belirtilmiştir.
İlk tutuklama kararlarından ve dava dosyalarında bulunan belgelerden, başvurucuların çoğunun ByLock mesajlaşma sisteminin kullanıcısı olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Başvurucuların, kendilerine atfedilen suçu işlediklerine dair makul şüphenin bulunmadığı iddiası da dâhil olmak üzere, tutuklama kararlarına karşı ileri sürdükleri itirazlar, Anayasa Mahkemesi de dâhil olmak üzere, mahkemeler tarafından reddedilmiştir.
DAVALARIN ELE ALINMA SÜRECİ
AİHM TÜRK HÜKÜMETİ’Nİ SAVUMASINI SUNMAYA DAVET ETTİ
Türk Hükümeti’ne Bildirilen Davalar
ByLock kullandığı vb. iddiasıyla tutuklanan ve ‘Özgürlük ve Güvenlik Haklarının’ ihlal edildiğinden şikâyet ederek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde bireysel başvuru yapan 30 başvurucunun şikayetleri Erol KÖKÇÜ ve 29 Diğer Başvurucu v. Türkiye grubunda birleştirilerek 29 Kasım 2024 tarihinde Hükümet’e bildirildi. (Mahkeme’nin bu konuda Hükümet’e yönelttiği sorulara, başvurucuların listesine ve başvurucuların Hükümet’e iletilen şikayetlerine ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz).
Türk Hükümeti, Mahkeme’nin talebi üzerine 03/04/2025 tarihine kadar başvurucuların dile getirdiği şikayetlerin esası ve kabul edilirliğine ilişkin savunmasını sunacak.
Şikayeti Türk Hükümeti’ne bildirilen 30 kişinin listesi aşağıdadır
Başvurucuların Şikayetleri
Başvurular esas olarak, 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişimi sonrasında FETÖ/PDY üyeliği şüphesiyle başvuru sahiplerinin yakalanmaları ve yargılanma öncesi tutuklanmalarıyla ilgilidir.
Başvuru sahipleri, aşağıdaki iddialara dayanarak Sözleşme’nin 5. maddesi ile güvence altına alınan özgürlük ve güvenlik haklarının ihlal edildiğinden şikâyet etmektedir (her bir başvurucu tarafından ortaya atılan özel şikayetlerle ilgili ayrıntılı bilgi için yukarıda listelenen ilgili davaya bakınız):
- Suç işlediklerine dair herhangi bir makul şüphe bulunmadığı halde tutuklanmaları;
- İlk tutukluluklarını ve tutukluluk hallerinin devam etmesini haklı çıkarmak için ilgili ve yeterli nedenlerin bulunmaması;
- Tutukluluk sürelerinin çok uzun olması;
- Tutukluluk incelemelerinin duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden gerçekleştirilmesi ve bu incelemeler hakkında Cumhuriyet savcısının mütalaasının bildirilmemesi;
- Soruşturma dosyalarına erişimlerinin kısıtlanması;
- Tutukluluk hallerine veya salıverilme taleplerine itirazlarının geç incelenmesi veya hiç incelenmemesi;
- Tutukluluk hallerini uzatan kararların kendilerine tebliğ edilmemesi veya bu kararlara itiraz etmelerini engelleyen bir gecikmeyle tebliğ edilmesi;
- Özellikle avukatlarıyla görüşmelerinin cezaevi yetkilileri tarafından izlendiği gerçeğini göz önünde bulundurarak, tutukluluklarına itiraz etmek için etkili avukat yardımı ve kolaylıklardan yararlanmamaları;
- Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurularını incelemek için harcadığı sürenin fazla olması;
- Sözleşmenin 5. maddesi uyarınca haklarının ihlal edildiği iddiasıyla iç hukukta telafi edici bir çözüm yolunun bulunmaması;
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ne Yönelttiği Sorular
Yukarıdaki şikayetlerle ilgili, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ne cevaplaması için yönelttiği sorular ise aşağıdaki gibidir:
- Başvuranların, özellikle bir suçun işlendiğine ilişkin “kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller” gerektiren Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesi dikkate alınarak (özellikle bkz. Fox, Campbell ve Hartley v. Birleşik Krallık, 30 Ağustos 1990, § 32, Seri A No. 182), Sözleşme’nin 5 § 1 (c) maddesinin amaçları doğrultusunda, bir suç işlediklerine ilişkin “makul şüphe” temelinde tutuklandıkları kabul edilebilir mi?
Anayasa Mahkemesi, makul şüphenin varlığını başvuranların tutuklanmasına ilişkin kararlar alındıktan sonra ortaya çıkan delillere mi dayandırdı? (özellikle bkz. Baş/Türkiye, no. 66448/17, § 185, 3 Mart 2020)?- (a) Başvuru sahipleri, Sözleşmenin 5 § 3 Maddesi kapsamındaki şikayetleriyle ilgili olarak iç hukukta mevcut olan çözüm yollarını tükettiler mi? Başvuru sahiplerinin şikayetlerinin yalnızca yargılama öncesi tutukluluk süreleriyle ilgili olmadığı, aynı zamanda yerel mahkemelerin ilk ve devam eden tutukluluklarını gerekçelendirmek için ilgili ve yeterli gerekçeleri sunmadıkları iddiasıyla ilgili olduğu ölçüde, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141 § 1(d) maddesi uyarınca bir tazminat talebi, bu şikayetlerle ilgili etkili bir çözüm yolu olarak kabul edilebilir mi (bkz. Selahattin Demirtaş v. Türkiye (no. 2) [GC], no. 14305/17, § 213, 22 Aralık 2020)?
(b) Başvuru sahiplerinin tutukluluğu, Sözleşmenin 5 § 3 maddesinin gereklilikleriyle uyumlu muydu? Özellikle:
(i) Başvuru sahiplerinin tutuklanmasına ve tutukluluk sürelerinin uzatılmasına karar veren ve bu kararlara karşı yapılan itirazları inceleyen hakimler, söz konusu özgürlükten mahrumiyet için ilgili ve yeterli gerekçeleri sağlama yükümlülüklerini yerine getirdiler mi (özellikle bkz. Buzadji/Moldova Cumhuriyeti [BD], no. 23755/07, § 102, AİHM 2016 (özler))? (ii) Başvuru sahiplerinin tutukluluk süresi, Sözleşmenin 5 § 3 maddesi uyarınca “makul süre” şartını ihlal ediyor muydu?- Başvuru sahipleri, Sözleşmenin 5 § 4. Maddesi uyarınca, özgürlüklerinden mahrum bırakılmalarının yasallığına itiraz edebilecekleri etkili bir çözüm yoluna sahip miydi? Özellikle, Hükümet, başvuru sahipleri tarafından yapılan aşağıdaki şikayetlere cevap vermeye davet edilmektedir (şikayetlerin sunulması sırasında halihazırda aranan çözümlerle ilgili oldukları ölçüde):
(i) tutukluluk sürelerini uzatma kararları ve bu kararlara itirazları duruşma yapılmadan incelendiği ve savcıların mütalaaları kendilerine tebliğ edilmediği için silahların eşitliği ilkesine uyulmamıştır (özellikle bkz. Baş, yukarıda anılan, §§ 212 -214 ve Kocamış ve Kurt v. Türkiye, no. 227/13, §§ 34-35, 25 Ocak 2022);
(ii) soruşturma dosyasına erişimlerine getirilen kısıtlama nedeniyle tutukluluklarına etkili bir şekilde itiraz edememişlerdir (bkz. diğerlerinin yanı sıra, Ceviz v. Türkiye, no. 8140/08, § 41, 17 Temmuz 2012);
(iii) tutuklanmalarına yönelik itirazları incelenmemiş veya geç incelenmiştir (bkz. örneğin, Shannon v. Letonya, no. 32214/03, §§ 67 -74, 24 Kasım 2009);
(iv) tutukluluklarını uzatma kararları kendilerine tebliğ edilmemiş veya bu kararlara itiraz etmelerini engelleyen bir gecikme ile tebliğ edilmiştir (karşılaştırınız, örneğin, Voskuil/Hollanda, no. 64752/01, § 83, 22 Kasım 2007);
(v) özellikle avukatlarıyla görüşmelerinin izlendiği gerçeği göz önünde bulundurularak, tutuklanmalarına itiraz etmek için etkili avukat yardımı veya kolaylığına sahip değillerdi (bkz. mutatis mutandis, Slovakya, no. 36997/08, § 78, 17 Aralık 2013);
(vi) Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvurularını incelemek için harcadığı süre uzundu (Kavala/Türkiye, no. 28749/18, §§ 181 -184, 10 Aralık 2019).- Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. Maddesi uyarınca sağlanan tazminat çaresi, (i) tutukluluğun gözden geçirilmesi sırasında sözlü duruşma yapılmaması; (ii) tutukluluk kararının tebliğ edilmemesi veya geç tebliğ edilmesi; ve (iii) sulh ceza hakimlikleri tarafından tutukluluğa itirazın incelenmemesi ya da geç incelenmesi (örneğin, Hebat Aslan ve Firas Aslan v. Türkiye, No. 15048/09, §§ 92 -93, 28 Ekim 2014) ile ilgili şikayetler açısından Sözleşmenin 5 § 4. Maddesi kapsamında etkili bir çözüm yolu oluşturdu mu?
- Başvuru sahipleri, Sözleşmenin 5 § 5 maddesinin gerektirdiği şekilde, 5 §§ 1, 3 ve/veya 4. Maddeye aykırı olduğunu düşündükleri tutuklulukları için etkili ve uygulanabilir tazminat alma hakkına sahip miydi (Kocamış ve Kurt, yukarıda bahsi geçen, §§ 36 -40)?
AİHM Önünde Avukat İle Temsil
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 36. maddesinin 2. fıkrası kapsamında Daire Başkanı tarafından başvuruculara kendilerini temsil etme imkanı tanınmıştır.
Yargılama Kapsamında Kullanılacak Dil
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 34. maddesinin 3. fıkrası kapsamında Daire Başkanı tarafından başvurucuların Türkçe kullanmalarına izin verilmiştir.
Bu Aşamada Başvurucu Ya Da Avukatlar Ne Yapmalı?
Başvurucular dilerse bir temsilci atayarak davalarını bu şekilde takip edebilirler. Bununla birlikte, başvuruların eComms hesabı üzerinden takip edilmesini özellikle tavsiye ederim.
BAŞVURULAR KAPSAMINDA AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NİN VERDİĞİ KARARLAR
Esasa İlişkin Kararlar
Mahkeme, davaların esasına ilişkin henüz herhangi bir karar vermemiştir.
AİHM, Esasa İlişkin Kararlarını Ne Zaman Açıklayacak?
Mahkeme, taraflara henüz esasa ilişkin kararları ne zaman açıklayacağını bildirmedi.
Kayıttan Düşürme Kararları
Mahkeme, bu grupta Türk Hükümeti’ne bildirilen herhangi bir başvuruyu henüz kayıttan düşürmemiştir.
AİHM ÖNÜNDEKİ ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK HAKKININ İHLALİNE İLİŞKİN DİĞER DAVALAR
- Sekiz ayrı grup altında birleştirilerek 19/03/2021 ile 17/05/2021 tarihleri arasında Türk Hükümeti’ne bildirilen 865 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- On bir ayrı grup altında birleştirilerek 23/11/2021 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 2.543 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- Adem GÜMÜŞ v. Türkiye ve diğer 152 başvuru grubu altında birleştirilerek 7 Kasım 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 153 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- Osman ÜNLÜ (40848/19) v. Türkiye ve diğer 10 başvuru grubu altında birleştirilerek 13 Şubat 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 11 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- Mert ELİBOL against Türkiye and 84 other applications grubu altında birleştirilerek 20 Şubat 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 85 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- Yasin Akdeniz v. Türkiye ve diğer 13 başvuru grubu altında birleştirilerek 12 Haziran 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 14 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- İlhan KARASU v. Türkiye ve diğer 61 başvuru grubu altında birleştirilerek 11 Aralık 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 62 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- Erol KÖKÇÜ ve 29 Diğer Başvurucu v. Türkiye grubu altında birleştirilerek 29 Kasım 2024 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 30 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
AİHM DAVALARI HAKKINDA SMS İLE ÜCRETSİZ BİLGİLENDİRME HİZMETİ
- Eğer başvuru numaranızı biliyorsanız,
- Bu başvuru Davalı Devlet’e bildirildiyse,
- Ve tarafımca takip edilen grupların birisi içerisinde arasında yer alıyorsa
Müvekkillerime sağladığım ‘Ücretsiz SMS ile Bilgilendirme’den siz de faydalanabilirsiniz. Bu hizmetten faydalanmak için buraya tıklayınız.
AİHM ÖNÜNDEKİ GELİŞMELERDEN HABERDAR OLMAK İÇİN WHATSAPP KANALIMA KATILABİLİRSİNİZ
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önündeki davalarda yaşanan gelişmelere,
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına,
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ni savunmaya davet ettiği davalara,
- AİHM’in önemli bildirilerine
- Yazımlarıma, sıcağı sıcağına ulaşmak için WhatsApp kanalımı takip edebilirsiniz.