AİHM İDARİ RET SEBEPLERİ : AİHM BAŞVURULARINDA EN SIK KARŞILAŞILAN 10 İDARİ RET SEBEBİ
AİHM BAŞVURULARINDA EN SIK KARŞILAŞILAN İDARİ RET SEBEPLERİ GENEL BİR BAKIŞ
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), özellikle son yıllarda, kendisine sunulan bireysel başvuruların kayda alındığı veya herhangi bir işlem yapıldığına ilişkin başvuruculara ya da temsilcilerine düzenli ve zamanında bildirimde bulunmamaktadır. Mahkeme tarafından başvuru hakkında işlem tesis edilse, hatta reddedilse dahi, başvurucular veya vekilleri yıllarca başvurularının akıbeti hakkında bilgi sahibi olamamakta; bu durum başvuru hakkının etkinliğini ve hukuki güvenliği zedelemektedir. Bu sorunun yarattığı bilgi boşluğunu gidermek amacıyla, tarafımca uzun süredir ‘Ücretsiz AİHM Başvuru Numarası Öğrenme’ hizmeti sunulmakta ve başvurucularla vekillerine başvurularının durumu hakkında şeffaf ve güncel bilgi sağlanmaktadır (Hizmete ulaşmak için buraya tıklayınız).
Öte yandan Mahkeme’nin resmi istatistikleri de başvuruların büyük çoğunluğunun esasa geçilmeden elendiğini göstermektedir. Aşağıda yer alan Görsel 1’deki verilere göre, 2022 yılında AİHM’e toplamda 53.970 başvuru sunulmuş; bunlardan 14.400’ü (%27) idari nedenlerle reddedilmiş, 30.585’i (%57) ise tek yargıç tarafından kabul edilemez bulunmuştur. Dolayısıyla başvuruların yaklaşık %84’ü ilk inceleme aşamasında sonuçsuz kalmaktadır. Bu tablo, AİHM’e bireysel başvuru yapılırken usule ilişkin düzenlemelere ve şekil şartlarına azami dikkat gösterilmesinin zorunlu olduğunu açık biçimde ortaya koymaktadır.
(Görsel 1)

AİHM BAŞVURULARINDA EN SIK KARŞILAŞILAN İDARİ RET SEBEPLERİ
I. AİHM Başvurusunun Temsilci Ya Da Başvurucu Tarafından İmzalanmaması [Md. 47§3 (1) ]
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvuru formunun 13. sayfasında yer alan “Beyan ve İmza” bölümü (Görsel 2), başvuru formunda belirtilen bilgilerin doğruluğunun başvurucu veya yetkili temsilcisi tarafından açıkça onaylandığı bölümdür. AİHM İç Tüzüğü madde 47 § 3(1) uyarınca bu bölümün başvurucu ya da temsilci tarafından ıslak imza ile imzalanması zorunludur.
(Görsel 2)

Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde başvuru, AİHM İç Tüzüğü’nün 47. maddesi uyarınca şekil yönünden idari olarak reddedilir.
(Görsel 3)

II. Yetki Belgesinin Temsilci (Örn. Avukat) Ya Da Başvurucu Tarafından İmzalanmaması [Md. 47§1 (c) ]
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurularda, başvurucunun bir temsilci aracılığıyla hareket etmesi hâlinde, başvuru formunun 3. sayfasında yer alan yetki belgesinin (Görsel 3) hem başvurucu hem de temsilci tarafından ıslak imza ile imzalanması, Mahkeme İç Tüzüğü’nün 47. maddesi uyarınca zorunlu bir şekil şartıdır. Uygulamada sıkça karşılaşılan hatalardan biri, başvurucunun bir vasi aracılığıyla veya noter tasdikli vekâletname ile bir avukat tarafından temsil edilmesi hâlinde bu yetki formunun ayrıca imzalanmasına gerek olmadığı yönündeki yanlış kanaattir. Oysa Mahkeme, başvuru formundaki yetki belgesinin ayrıca ve doğrudan imzalanmasını aramakta, bu şekil şartının yerine getirilmemesi hâlinde başvuruyu incelemeye almamaktadır.
(Görsel 3)

Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde başvuru, AİHM İç Tüzüğü’nün 47. maddesi uyarınca şekil yönünden idari olarak reddedilir.
(Görsel 3)

III. İç Hukuk Yollarının Tüketildiğine Dair Herhangi Bir Belgenin Sunulmaması [Md. 47§3 (1b) ]
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 35. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılabilmesi için başvurudan önce iç hukuk yollarının tüketilmiş olması ve bu durumu ortaya koyan yargı kararlarının eksiksiz ve okunabilir suretlerinin Mahkeme’ye sunulması zorunludur. Aksi hâlde, başvuru idari olarak reddedilmektedir. Mahkeme, bu kurala sıkı sıkıya bağlı kalarak, iç hukuk sürecinin tamamlandığına dair belge eksikliğini usule aykırılık olarak değerlendirmektedir.
(Görsel 4)

IV. İç Hukuk Yollarının Tüketildiğine Dair Belgelerin Tam Ve Eksiksiz Olarak Sunulmaması [Md. 47§3 (1b) ]
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 35. maddesinin birinci fıkrası çerçevesinde, bireysel başvurunun kabul edilebilirlik koşullarından biri olan iç hukuk yollarının tüketildiği iddiası, ilgili nihai kararların eksiksiz suretleriyle ispat edilmelidir. Mahkeme, yargılamanın bütününe ilişkin kararın tam metninin ya da başvurucu ile ilişkili ya da ilişkilendirilebilir kısımlarının okunabilir nitelikte ve sistematik biçimde, tercihen sayfa numarası verilerek sunulmasını aramaktadır. Bu yükümlülüğün ihlali, başvurunun şekil yönünden reddine yol açabilmektedir.
(Görsel 5)

V. Başvurunun Süresi İçerisinde AİHM’e Sunulduğuna Dair Belgenin (Genelde İç Hukuktaki Nihai Kararın Tebliğ Edildiğine Dair Belge) Sunulmaması [Md. 47§3 (1b) ]
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 35. maddesinin birinci fıkrası gereğince, Mahkeme’ye yapılacak bireysel başvurularda yalnızca iç hukuk yollarının tüketilmesi yeterli olmayıp, aynı zamanda başvurunun dört aylık süre içerisinde yapıldığının da belgelendirilmesi zorunludur. Bu nedenle, başvurucuların hem nihai yargı kararına hem de bu kararın kendilerine tebliğ edildiği tarihi gösteren resmi belgelere başvuru evrakları arasında yer vermeleri gerekmektedir.
(Görsel 5)

VI. Eğer Nihai Karar UETS Üzerinden Gönderildiyse Okundu Sonuç Delilinin Gönderilmemesi [Md. 47§3 (1b) ]
Anayasa Mahkemesi kararlarının Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi (UETS) üzerinden tebliğ edildiği durumlar, bireysel başvuru süresinin hesaplanması bakımından uygulamada önemli karışıklıklara yol açmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca, elektronik ortamda gönderilen bir tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda kanunen tebliğ edilmiş sayılır ve Tebligatın Kanunen Tebliğ Edildiğine ilişkin sistem üzerinde bir belge (Görsel 6) oluşturulur.
(Görsel 6)

Hatta bu tebliğe dair sistem üzerinden Tebliğ Mazbatası (Görsel 7) oluşturulur.
(Görsel 7)

Aynı sistem söz konusu kararın okunduğuna ilişkin ‘Tebligat Okunma Sonuç Delili’ (Görsel 8) de üretmektedir.
(Görsel 8)

Yukarıdaki görsellerde görüleceği üzere; Anayasa Mahkemesi’nin kararı avukata 12/07/2022 tarihinde ulusal mevzuatımıza göre kanunen tebliğ edilmiş (Görsel 6) ancak avukat bu kararı 07/07/2022 tarihinde okumuştur (Görsel 8). Bu gibi durumlarda BAVURUSU SÜRESİ KARARIN OKUNDUĞU TARİHTE BAŞLAMAKTADIR. AİHM’e ise Tebliğ Mazbatası değil ‘Tebligat Okunma Sonuç Delili’ gönderilmelidir. Bunun aksi durumda AİHM başvuruyu reddedecektir.
Yukarıdaki görsellerde görüleceği üzere; Anayasa Mahkemesi kararının tebliğine ilişkin olarak, kararın elektronik ortamda 12/07/2022 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı görülmekle birlikte (Görsel 6), avukatın bu kararı sistem üzerinden 07/07/2022 tarihinde fiilen okuduğu anlaşılmaktadır (Görsel 8). Bu gibi durumlarda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvuru süresi, ulusal mevzuatta belirtilen tebliğ tarihi değil, başvurucunun kararı fiilen okuduğu tarih esas alınarak hesaplanmalıdır. AİHM’e sunulan başvurularda, sürenin başlangıç tarihi bakımından ispat yükümlülüğünün karşılanabilmesi için yalnızca “Tebliğ Mazbatası”nın sunulması yeterli olmayıp, karara elektronik ortamda fiilen erişildiğini gösteren “Tebligat Okunma Sonuç Delili”nin ibrazı zorunludur. Bu belgenin sunulmaması durumunda, Mahkeme başvuruyu idari olarak reddetmektedir.

Peki diyelim ki, UETS üzerinden karar 11/10/2023 tarihinde ilgiliye ulaştı, ilgili ise aradan on güç geçtikten sonra yani 21/10/2023 tarihinde kararı okudu. Ama ulusal hukukumuza göre tebliğ 16/10/2023 tarihinde yapılmış sayıldı. Böyle bir durumda tebliğ tarihi olarak 21/10/2023 mi yoksa 16/10/2023 mü dikkate alınacak? Böyle bir vaka henüz bana bildirilmedi. Böyle bir vaka ile karşılaşan varsa ve bana bildirirse ben de kamuoyunun bilgisine sunabilirim. Yine de başvurucu veya avukatı, kararın bir nüshasını almak için gerekli özeni göstermelidir (Ölmez/Türkiye (k.k.)).
VII. AİHM Başvuru Formunun Sayfa Sayısının Arttırılması [Md. 47§1 ]
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılacak bireysel başvurularda, mutlaka güncel başvuru formu kullanılmalıdır. Güncel form 13 sayfa ile sınırlıdır ve bu yapının dışına çıkılması, AİHM İç Tüzüğü’nün 47. maddesinin birinci fıkrası kapsamında şekil şartlarına aykırılık teşkil ettiğinden, başvurunun idari olarak reddine neden olmaktadır.
Birden fazla başvurucunun söz konusu olduğu başvurularda, her bir başvurucu için ayrı ayrı birinci sayfa (kimlik bilgileri bölümü) kullanılmalıdır. Başvurucuların temsilci aracılığıyla hareket etmesi durumunda ise, her bir başvurucu-temsilci ilişkisi için yeterli sayıda üçüncü sayfa (yetki belgesi) formuna yer verilmelidir. Aynı şekilde, bir veya birden fazla başvurucunun birden fazla temsilci tarafından temsil edilmesi hâlinde, her temsilci için ayrı ayrı yetki belgesi düzenlenmeli ve bu formlar başvurucular ile temsilcileri tarafından karşılıklı olarak imzalanmalıdır. Başvuruya eklenecek belgelerin sayısının yirmi beşi aşması durumunda ise, yalnızca on ikinci sayfa (ek listesi) çoğaltılarak kullanılabilir. Belirtilen bu istisnai düzenlemeler haricinde, başvuru formuna hiçbir şekilde ek sayfa ilavesi yapılamaz. Aksi takdirde, Mahkeme söz konusu başvuruyu şekil eksikliği nedeniyle incelemeye almamakta ve idari ret kararı vermektedir.
Uygulamada sıkça karşılaşılan hatalardan biri, Anayasa Mahkemesi’ne yönelik bireysel başvuru formunun yapısal özelliklerinin AİHM başvuru formuna kıyasen uygulanmasıdır. Oysa her iki formun hukuki temeli, bağlayıcılığı ve usulî düzenlemesi farklı olup, AİHM başvurusunda bu kurallara özel hassasiyet gösterilmesi zorunludur.
VIII. Ek Beyanlarda Sayfa Sınırının Aşılması [Md. 47§2 (b) ]
Başvurucu, başvuru formunda yer verdiği olayların, ileri sürdüğü Sözleşme ihlallerinin ve bu ihlallere ilişkin hukuki argümanlarının açıklanmasını desteklemek amacıyla, Mahkeme İç Tüzüğü’nün 47. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, en fazla yirmi sayfayı geçmeyen ayrı bir belgeyi başvuru formuna ekleyebilir. Ancak bu ek açıklama belgesi, başvuru formunun asli unsurlarının yerine geçemez ve aşağıdaki sınırlamalara tabidir:
- Başvuru formunun herhangi bir yerinde “detaylı açıklamalar ekte sunulmuştur” şeklinde ek beyana referans yapılamaz;
- Ek beyanlarda, başvuru formunda açıkça belirtilmeyen yeni şikâyetler ya da hukuki dayanaklara yer verilemez.
(Görsel 9)

IX. AİHM Başvuru Formu Ya Da Ekleri veya Bunların Bir Kısmı Elektronik Ortamda (örn. CD) AİHM’e Gönderildiği Halde Söz Konusu Verilerin (Çizilme, Zarar Görme vb. Gerekçelerle) Yazı İşleri Müdürlüğünde Açılamaması
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan başvurularda, başvuru formu ve eklerinin elektronik ortamda (örneğin CD, USB bellek gibi veri taşıyıcılarla) gönderilmesi hâlinde, bu verilerin Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından teknik olarak okunabilir, bozulmamış ve erişilebilir olması zorunludur. Veri taşıyıcının çizilmesi, bozulması, virüs içermesi ya da dosya formatının açılamaması gibi nedenlerle içeriğe erişilememesi durumunda, başvuru formu ve eklerinin bütünlüğü sağlanamamış sayılmakta ve başvuru, AİHM İç Tüzüğü m. 47 uyarınca şekil yönünden eksiklik nedeniyle idari ret kararıyla sonuçlanabilmektedir. Uygulamada bu tür olaylara rastlanmış olmakla birlikte, henüz ilgili kararlara ilişkin görsel belgeler temin edilememiştir.
X. AİHM Başvurusunun İçerisinde Gönderildiği Zarfın Taşıma Esnasında Deforme Olması, Başvurunun Bütünlüğünü Şüpheye Düşürecek Şekilde Yırtılması
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne fiziki olarak gönderilen başvuru evraklarının posta sürecinde zarar görmesi, başvurunun şeklen bütünlüğünü etkileyebilecek ciddi bir usul problemidir. Özellikle taşıma esnasında zarfın yırtılması veya içeriğin eksilmesine yol açabilecek herhangi bir fiziksel deformasyon meydana gelmesi hâlinde, Mahkeme başvurunun güvenilirliğini ve eksiksizliğini şüpheli bulabilmekte ve bu durum başvurunun idari ret ile sonuçlanmasına neden olabilmektedir. Nitekim 2022 yılı Ağustos ve Eylül aylarında bu gerekçeyle reddedilen vakalar raporlanmış; her ne kadar son üç yıllık dönemde benzer bir duruma rastlanmamış olsa da, başvuru sahiplerinin evrakların zarar görmeyecek şekilde dikkatle paketlenmesine özen göstermeleri büyük önem arz etmektedir.
TAVSİYE
AİHM’in başvuruları şekil şartlarına aykırılık nedeniyle reddetme eğilimi göz önüne alındığında, başvuru sahiplerinin ve vekillerinin usule ilişkin yükümlülüklerini titizlikle yerine getirmeleri, başvurunun esasa alınabilmesi açısından zorunludur. Bu kapsamda, yukarıda belirtilen hatalardan kaçınmak yalnızca bireysel başvurunun başarısını değil, başvuru sisteminin etkinliğini de doğrudan etkilemektedir.
AİHM’in idari olarak reddet sebebi saydığı en sık yapılan hataları sizin için derledim. Burada yer alan hususlar hakkında çevrenizi bilgilendirmenizi de tavsiye ederim. Hatta burada yer alan maddeleri AİHM başvurusu yaparken bir kontrol listesi olarak kullanabilirsiniz. Ayrıca AİHM’e başvuru yaparken karşılaştığınız sorunlar ile ilgili tarafıma danışabilirsiniz.
Bir sonraki yazımda AİHM’e başvururken faydalanabileceğiniz bir kaç tavsiyede bulunacağım. O yazıyı da okumanızı tavsiye ederim.
AİHM önündeki gelişmelerden haberdar olmak için Whatsapp kanalımı takip edebilirsiniz

- AAİHM önündeki davalarda yaşanan gelişmelere,
- AİHM‘in kararlarına,
- AİHM’in Türk Hükümeti’ni savunmaya davet ettiği davalara,
- AİHM’in önemli bildirilerine
- Yazımlarıma,sıcağı sıcağına ulaşmak için WhatsApp kanalımı takip edebilirsiniz.
