DARBE GİRİŞİMİ SONRASI UYGULANAN TUTUKLAMALARA İLİŞKİN AİHM ÖNÜNDEKİ ŞİKAYETLER: YASİN AKDENİZ VE DİĞER 13 BAŞVURUCU
Bu yazı, Yasin Akdeniz v. Türkiye ve diğer 13 başvuru grubu altında birleştirilerek 23 Temmuz 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen ve başvuru sahiplerinin ‘Özgürlük ve Güvenlik Haklarının’ ihlal edildiğinden yani maruz kaldığı hukuka aykırı tutuklama tedbirinden şikâyet ettiği 14 başvuru ile ilgilidir.
Tarafımca duyurulan en güncel gelişmeye ulaşmak için buraya tıklayınız.
Dava kapsamındaki her gelişmeye ilişkin detayları aşağıda bulabilirsiniz. Bununla birlikte, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‘nin esasa ilişkin verdiği kararlara ulaşmak için buraya, kayıttan düşürme kararlarına ulaşmak için buraya, henüz karara bağlanmayan başvuruların ne zaman karara bağlanacağına ulaşmak için buraya tıklayınız.
AİHM önündeki özgürlük ve güvenlik hakkının ihlali iddialarına ilişkin diğer davalar için buraya tıklayınız.
AİHM ÖNÜNDEKİ DARBE GİRİŞİMİ İLE İLGİLİ DAVANIN KONUSU
Başvurular esas olarak, olayların meydana geldiği zamanda askeri hakim/savcı veya askeri stajyer hakim olan başvurucuların 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimine karışma ve Türk makamları tarafından FETÖ/PDY (“ Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması ”) olarak nitelendirilen bir örgüte üye oldukları şüphesiyle yakalanmaları ve tutuklanmaları ile ilgilidir. Başvurucular, darbenin arkasında yer alan kişiler tarafından darbenin ardından kurulması öngörülen askeri mahkemelerde askeri hakim olarak görev yapmak üzere atanacak hakimler listesinde isimleri belirtilenler arasındaydı.
Başvurucular esas olarak, çeşitli tarihlerde, Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesi uyarınca cezalandırılan bir suç olan FETÖ/PDY üyeliği şüphesiyle yakalanmış ve yargılanmak üzere tutuklanmışlardır. Başvurucular, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme’nin (daha bilinen adıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) 5. maddesi kapsamındaki haklarının ihlal edildiğinden şikâyet etmektedir. Sözleşme’nin ‘Özgürlük ve güvenlik hakkı’ başlıklı 5. maddesi aşağıdaki gibidir:
DAVALARIN ELE ALINMA SÜRECİ
AİHM, HUKUKA AYKIRI TUTUKLANDIĞINI İDDİA EDEN 14 BAŞVURUCUNUN ŞİKAYETİ HAKKINDA TÜRK HÜKÜMETİ’Nİ SAVUNMASINI SUNMAYA DAVET ETTİ
Darbe girişimi sonrası tutuklanan ve olayların meydana geldiği zamanda askeri hakim/savcı veya askeri stajyer hakim olan başvurucular, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesi ile güvence altına alınan Özgürlük ve Güvenlik Haklarının ihlal edildiğini belirterek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’ne kendileri doğrudan ya da avukatları aracılığıyla bireysel başvuru yapmışlardır. AİHM, benzer şikayetler içeren başvuruları Yasin Akdeniz v. Türkiye ve diğer 13 başvuru davası adı altında birleştirilerek 12 Haziran 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilmiştir.
Ayrıca bu bildirimden başvurucu ya da avukatlarını haberdar edilmiştir (Taraflara bildirim yazısının İngilizce orijinal metni için buraya, tarafımca yapılmış Türkçe çevirisi için buraya tıklayınız [Detaylı başvurucu listesi yazının sonundadır]).
Başvurucuların Listesi
Aşağıda Hükümet’in başvuruları hakkında gözlemlerini sunduğu 14 başvurucunun listesini bulabilirsiniz. AİHM önünde kimlik bilgilerinin gizlenmesi talebinde bulunmayan başvurucuların ad ve soyadlarının birtakım karakterleri gizlenerek verilmiş, gizlilik talebinde bulunan başvurucuların ise yalnızca ad ve soyadların ilk harfleri belirtilmiştir.
Başvurucuların Şikayetleri
Başvurucuların, Hükümet’e bildirilen şikayetleri genel olarak aşağıdaki gibidir (her başvurucu tarafından dile getirilen özel şikayetler hakkında ayrıntılı bilgi için buraya tıklayınız):
- Hakimler ve savcılar için iç hukukta sağlanan usuli güvenceler ihlal edilerek tutuklandılar;
- İlk tutukluluklarını ve/veya tutuklu yargılanmalarını gerekçelendirmek için ilgili ve yeterli neden yoktu;
- Tutuklu yargılanma süreleri aşırı uzundu;
- Soruşturma dosyalarına erişimleri kısıtlandı;
- Tutukluluk hallerine yapılan itirazlar veya serbest bırakılma talepleri gecikmeli olarak incelenmemiş veya hiç incelendi;
- Tutukluluk hallerinin devam etmesine dair kararlar kendilerine bildirilmedi veya bu kararlara itiraz etmelerini engelleyen bir gecikmeyle bildirildi;
- Avukatlarıyla iletişimlerinin ceza infaz kurumu yetkilileri tarafından kısıtlandığı ve izlendiği gerçeğini özellikle göz önünde bulundurarak, tutukluluklarına itiraz etmek için etkili hukuki yardımdan ve kolaylıklardan yararlanmadılar;
- Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuruları inceleme süresi aşırı uzundu;
- 5. Madde kapsamındaki haklarının ihlal edildiği iddiasına karşı tazminat almak için herhangi bir çözüm yolu yoktu.
- Sözleşmenin 8. maddesine dayanarak, bazı başvurucular ayrıca yetkililerin evlerinde ve ofislerinde yaptıkları aramaların yasa dışı olduğundan şikayet etmektedir.
AİHM’in, Türk Hükümeti’ne Cevaplaması İçin Yönelttiği Sorular
Sözleşme’nin 5. Maddesi Kapsamındaki Şikayetler
1. İç hukuk tarafından hâkimlere ve savcılara sağlanan usul güvenceleri göz önünde bulundurularak, başvurucuların tutuklanmaları, Sözleşmenin 5 § 1 maddesinin amaçları doğrultusunda “yasayla öngörülmüş usule uygun olarak” gerçekleşti mi (karşılaştırınız, Baş v. Türkiye, no. 66448/17, §§ 130 -162, 3 Mart 2020)?
2. a. Başvurucular, Sözleşme’nin 5 § 3 maddesi kapsamındaki şikayetleriyle ilgili olarak iç hukukta mevcut olan çözüm yollarını tükettiler mi? Başvurucuların şikayetlerinin yalnızca tutuklu yargılanma süreleriyle ilgili olmadığı, aynı zamanda yerel mahkemelerin ilk tutukluluklarını ve tutuklu yargılanmalarını gerekçelendirmek için ilgili ve yeterli nedenler sunmadıkları iddiasıyla ilgili olduğu ölçüde, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141 § 1(d) Maddesi uyarınca bir tazminat talebi bu şikayetler için etkili bir çözüm olarak kabul edilebilir mi (bakınız, Selahattin Demirtaş v. Türkiye (no. 2) [BD], no. 14305/17, § 213, 22 Aralık 2020)?
b. Başvurucuların tutuklu yargılanmaları Sözleşme’nin 5 § 3 maddesinin gereklerine uygun mu? Özellikle:
i. Başvurucuların ilk kez tutuklanmalarına ve tutukluluk hallerinin devamına karar veren ve bu kararlara karşı yapılan itirazları inceleyen hakimler, söz konusu özgürlükten mahrum bırakma için ilgili ve yeterli gerekçeleri sağlama yükümlülüğünü yerine getirdiler mi (bakınız, özellikle Buzadji v. Moldova Cumhuriyeti [BD], no. 23755/07, § 102, AİHM 2016 (özetler))?
ii. Başvurucuların tutuklu yargılanma süresi, Sözleşme’nin 5 § 3 maddesi kapsamındaki “makul süre” şartını ihlal ediyor mu?
3. Başvurucular, Sözleşme’nin 5 § 4 maddesinin gerektirdiği şekilde, özgürlüklerinden mahrum bırakılmalarının yasallığına itiraz edebilecekleri bir çözüm yoluna sahipler miydi? Özellikle, Hükümet, başvuranlar tarafından yapılan aşağıdaki şikayetlere cevap vermeye davet edilmektedir:
i. tutukluluk hallerinin devamına dair kararlar ve bu kararlara karşı yaptıkları itirazlar duruşma yapılmadan incelendiğinden ve savcıların görüşleri kendilerine iletilmediğinden, silahların eşitliği ilkesine saygı gösterilmemiştir (bakınız, özellikle Baş, yukarıda anılan, §§ 212 -214 ve Koçamış ve Kurt v. Türkiye, no. 227/13, §§ 34 -35, 25 Ocak 2022);
ii. soruşturma dosyasına erişimlerine getirilen kısıtlama nedeniyle tutukluluk hallerine etkili bir şekilde itiraz edememişlerdir (bakınız, diğerlerinin yanı sıra, Ceviz v. Türkiye, no. 8140/08, § 41, 17 Temmuz 2012);
iii. tutuklanmalarına yönelik itirazları incelenmemiş veya geç incelenmiştir (bakınız, örneğin, Shannon v. Letonya, no. 32214/03, §§ 67-74, 24 Kasım 2009);
iv. tutukluluk hallerinin devamına dair kararlar kendilerine bildirilmemiş veya gecikmeli olarak bildirilmiş ve bu da bu kararlara itiraz etmelerini engellemiştir (örneğin, karşılaştırın, Voskuil v. Hollanda, no. 64752/01, § 83, 22 Kasım 2007);
v. avukatlarıyla iletişimlerinin kısıtlandığı ve izlendiği gerçeği özellikle göz önünde bulundurarak, tutukluluklarına itiraz etmek için etkili hukuki yardım veya imkanlara sahip değillerdi (bakınız, gerekli değişikliklerin yapılması şartıyla, Černák v. Slovakya, no. 36997/08, § 78, 17 Aralık 2013);
vi. Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuruları inceleme süresi uzundu (Kavala v. Türkiye, no. 28749/18, §§ 181-184, 10 Aralık 2019).
4. Ceza Muhakemesi Kanununun 141. maddesi uyarınca sağlanan tazminat yolu, Sözleşmenin 5 § 4. Maddesi anlamında, (i) yakalama ve tutuklu yargılanmanın hukuka aykırı olması; (ii) tutukluluğun gözden geçirilmesi sırasında duruşma yapılmaması; (iii) tutukluluk kararının bildirilmemesi veya gecikmeli olarak bildirilmesi; (iv) sulh ceza hakimleri tarafından verilen tutukluluk kararlarına karşı itirazın gecikmeli bir şekilde incelenmesi ya da hiç incelenmemesi (karşılaştırınız, örneğin, Hebat Aslan ve Firas Aslan v. Türkiye, no. 15048/09, § 92-93, 28 Ekim 2014) ile ilgili şikayetler için etkili bir çözüm yolu teşkil eder mi?
5. Başvurucular, Sözleşme’nin 5 § 5 maddesinin gerektirdiği şekilde, Sözleşme’nin 5 §§ 1, 3 ve 4. maddesine aykırı olduğunu düşündükleri tutuklulukları için mahkeme huzurunda etkili ve uygulanabilir bir tazminat alma hakkına sahipler miydi (örneğin, bakınız, Kocamış ve Kurt, yukarıda anılan, §§ 36 -40)?
Sözleşme’nin 8. Maddesi Kapsamındaki Şikayetler
6. Başvuranların (Başvuru no. 8033/18, 16961/20 ve 1108/21) evlerinde ve ofislerinde yetkililer tarafından yapılan aramalar dikkate alınarak:
a. Başvuranların özel yaşamlarına ve evlerine saygı hakkına bir müdahale var mıydı ve bu müdahale yasaya uygun ve Sözleşmenin 8. maddesi açısından gerekli miydi (karşılaştırınız, örneğin, Tercan v. Türkiye, no. 6158/18, §§ 189 -202, 29 Haziran 2021)?
b. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesi uyarınca sağlanan tazminat çözümü, başvuranların Sözleşme’nin 8. maddesi kapsamındaki şikayetleri açısından etkili bir çözüm yolu muydu?
AİHM Önünde Avukat İle Temsil
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 36. maddesinin 2. fıkrası kapsamında Daire Başkanı tarafından başvuruculara kendilerini temsil etme imkanı tanınmıştır.
Yargılama Kapsamında Kullanılacak Dil
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 34. maddesinin 3. fıkrası kapsamında Daire Başkanı tarafından başvurucuların Türkçe kullanmalarına izin verilmiştir.
TÜRK HÜKÜMETİ’NİN BAŞVURULARIN KABUL EDİLİRLİĞİ VE ESASINA İLİŞKİN GÖZLEMLERİ
Türk Hükümeti, süresi içerisinde şikayetlerin esası ve kabul edilebilirliği hakkındaki gözlemlerini sunmuş ve bu gözlemler de 16 Ocak 2024 tarihinde başvurucu ya da avukatlarının eComms hesaplarına yüklenmiştir. Türk Hükümeti’nin savunması ekleri hariç 241 sayfa olup her zamanki gibi tamamen İngilizcedir, kısa bir süre içerisinde bu savunmanın çevirisini tamamladım.
Başvurucular, darbenin arkasında yer alan kişiler tarafından darbenin ardından kurulması öngörülen askeri mahkemelerde askeri hakim olarak görev yapmak üzere atanacak hakimler listesinde isimleri belirtilenler arasındaydı. Her ne kadar başvurucuların şikayetleri Özgürlük ve Güvenlik Hakkının ihlal edildiğine yönelik AİHM önünde bulunan benzer davalardaki şikayetler ile benzerlik gösterse de olayların meydana geldiği zamanda askeri hakim ya da savcı olan başvurucular hakkında verilen tutuklama gerekçeleri farklı olduğu için Hükümet de bu yönde ve de öncekilerden çok daha farklı bir savunma tarzı geliştirmiştir.
Peki Bundan Sonra Başvurucu ya da Avukatlar Ne yapmalı?
Bu başvurular kapsamında adil tazmin talebinde bulunmak ve Hükümet’in gözlemlerine cevap sunmak için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 16 Nisan 2024 tarihine kadar başvurucu ve avukatlarına süre verdi. AİHM, bu sürenin uzatılmayacağını belirtmektedir.
Türk Hükümeti’nin daha önceki gözlemleri ve bu gözlemlere nasıl cevap verilmesi ile ilgili yazıma buradan ulaşabilirisiniz. Daha önce pek çok kez dile getirdiğim üzere başvurucu ya da avukatları tarafından süresi içerisinde cevap verilmeyen başvurular, AİHM tarafından düşürülmektedir. Ve maalesef bu süreye riayet etmeyen başvuruların oranı %18‘dir (İlgili yazım için tıklayınız).
Başvurucu ya da Avukatlar Cevaplarını Mümkün Mertebe eComms Üzerinden Göndermeli
Başvurucular ile aralarında iletişimi daha sağlıklı ve güvenilir kılmak amacıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kendisine gönderilecek cevapların eComms üzerinden gönderilmesini talep etmektedir. Maalesef posta yoluyla gönderilen cevaplarda zaman zaman sorunlar çıkmakta ve de bu telafi edilemez mağduriyetlere yol açmaktadır (Örnek vakalar için buraya tıklayabilirsiniz). eComms hakkında detaylı bilgiye ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.
BAŞVURUCULARIN GÖZLEMLERİ VE ADİL TAZMİN TALEPLERİ TÜRK HÜKÜMETİ’NE BİLDİRİLDİ
Söz konusu davalar kapsamında, süresi içerisinde Türk Hükümeti’nin gözlemlerine karşı kendi gözlemlerini ve adil tazmin taleplerini AİHM’e sunan başvurucu ya da avukatların cevapları Türk Hükümeti’ne sunuldu. Türk Hükümeti, Mahkeme’nin daveti üzerine 29/06/2024 tarihine kadar başvurucuların gözlemlerine ve adil tazmin taleplerine ilişkin gözlemlerini sunacaktır.
TÜRK HÜKÜMETİ İKİNCİ GÖZLEMLERİNİ SUNDU
Türk Hükümeti’nin Mahkeme’ye sunduğu ikinci savunması, başvurucu ya da avukatlarının eComms hesaplarına yüklendi. Hükümet’in dile getirdiği hususlar aşağıdaki gibidir:
Olgu ve Olaylara İlişkin Hükümetin Beyanı
- Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesi kapsamında tazminat davası açan başvurucuların başvurularu hakkında kayıttan düşme kararı verilmesi gerektiği,
- Türk Hükümeti’nin, 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi sonrası 21 Temmuz 2016 tarihinde Sözleşme’den kaynaklanan yükümlülüklerini askıya aldığı, bu nedenle şikâyet konusu tutuklama tedbirlerinin ulusun karşı karşıya olduğu tehlike ve tehdir ile uyumlu olduğu,
- Bazı başvurucuların şikayetlerini Anayasa Mahkemesi önünde dile getirmeden doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde dile getirdiğini, bu şikayetlerin kabul edilemez bulunması gerektiği.
Kabul Edilirlik ve Esasa İlişkin Hükümetin Beyanı
- Bazı başvurucuların ek gözlemlerinde yeni şikâyetler dile getirdiği,
- İki başvurucunun süresi içerisinde kendi gözlemlerini ve adil tazmin taleplerini sunmadığını, bu başvuruların kayıttan düşürülmesi gerektiğini.
Adil Tazmin Taleplerini İlişkin Hükümetin Beyanı
- Maddi tazminat talebinde bulunan başvurucuların, iddia ettikleri zararlarının iddia ettikleri ihlalden kaynaklandığına dair somut herhangi bir belge sunmadıkları,
- Başvurucuların iddia ettikleri manevi zararları ile iddia ettikleri ihlal arasında herhangi bir illiyet bağının bulunmadığı,
- Başvurucuların ödenmesini talep ettikleri gider ve masrafların aşırı ve temelsiz olduğunu, ayrıca bu gider ve masraflara yönelik başvurucuların herhangi bir fatura ya da dekont sunmadıkları
Bu Gözlemlere Karşı Yapılması Gerekenler
Hükümetin bu gözlemleri sadece bilgi amaçlı başvurucu ve de avukatların dikkatine sunulmuştur. Türk Hükümeti’nin beyanında yer alan önemli olgusal aykırılıklar hariç, başvurucuların bu gözlemlere herhangi bir cevap vermemesi gerekir.
Türk Hükümeti’nin Kayıttan Düşürülmesini Talep Ettiği Başvurular
Açıklamalar
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi md. 37§1 (a) uyarınca ‘Yargılamanın her aşamasında, Mahkeme ‘başvurucunun davasını takip etme niyetinde olmadığı kanısına varırsa’ bu başvurunun kayıttan düşürülmesine karar verebilir.’ Eğer Mahkeme başvurucuya cevaplaması için bir yazı gönderir de başvurucu bu yazıyı cevaplamazsa Mahkeme bu başvuruyu kayıttan düşürebilir. Maalesef bu durum çok sık karşılaşılan bir olaydır, hatta Mahkeme başvuruculara gönderdiği yazılarda bu uyarıyı genellikle yapar.
Mahkeme, süresi içerisinde Türk Hükümeti’nin gözlemlerine cevap verilmediği gerekçesiyle başvuruları kayıttan düşürebilmektedir. Konu ile ilgili örnek kararlara buradan ulaşabilirsiniz.
Türk Hükümeti, başvurucu ya da avukatları tarafından ilk süresi içerisinde cevap verilmediği gerekçesiyle Yasin Akdeniz v. Türkiye ve diğer 13 başvuru grubunda yer alan 14 başvurunun 2’sinin (%14) kayıttan düşürülmesini talep etti.
Türk Hükümeti’nin Kayıttan Düşürülmesini Talep Ettiği Başvuruların Listesi
Türk Hükmeti’nin, ilk süresi içerisinde cevap verilmediği gerekçesiyle başvurusunun kayıttan düşürülmesini istediği tüm başvurucuların adlarını, soyadlarını ve yargılandıkları mahkemeleri çıkartarak toplu bir liste haline getirdim. Böylelikle merak edenler bu listede yer alıp almadığını görebilirler.
Eğer bu listede yer almıyorsanız herhangi bir işlem yapmanıza gerek yoktur. Eğer başvurunuz bu listede yer alıyorsa, başvurunun kayıttan düşürülmesini önlemek amacıyla Mahkeme ile iletişime geçerek davanızı takip etme niyetinde olduğunuzu belirtmeniz gerekir.
Başvurucu Ya Da Avukatları Ne Yapmalı?
Türk Hükümeti’nin kayıttan düşürülmesini talep etmelerine rağmen başvurucu ya da avukatlarının hareketsiz kalmaları durumunda Mahkeme, ilgili davaları kayıttan düşürecektir (örnek vakalar için buraya tıklayınız). İlgililer, başvurunun kayıttan düşürülmesini önlemek amacıyla AİHM ile iletişime geçerek davalarını takip etme niyetinde olduklarını belirtmelidirler.
BAŞVURULAR KAPSAMINDA AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NİN VERDİĞİ KARARLAR
Esasa İlişkin Kararlar
Mahkeme, davaların esasına ilişkin henüz herhangi bir karar vermemiştir.
AİHM, Esasa İlişkin Kararlarını Ne Zaman Açıklayacak?
Mahkeme, taraflara henüz esasa ilişkin kararları ne zaman açıklayacağını bildirmedi.
Kayıttan Düşürme Kararları
Mahkeme, Yasin Akdeniz v. Türkiye ve diğer 13 başvuru grubunda yer alan herhangi bir başvuruyu henüz kayıttan düşürmemiştir.
AİHM ÖNÜNDEKİ ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK HAKKININ İHLALİNE İLİŞKİN DİĞER DAVALAR
Mahkeme, Gülen Hareketi’ne üye olduğu iddiasıyla şu ana kadar 4.971 başvuruyu grup halinde Türk Hükümeti’ne bildirerek Türk Hükümeti’ni gözlemlerini sunmaya davet etti. Bunlardan şu ana kadar 1.146 başvuru hakkında ihlal kararı verilerek Türk Hükümeti’nin 5.730.000 avro tazminat ödemesi kararlaştırıldı. Bunların 200’den fazlası, maalesef başvurucu ya da avukatlarının süresi içerisinde cevap vermemesi nedeniyle kayıttan düşürüldü.
Çekişmeli aşamaya geçen ancak henüz Mahkeme tarafından karar verilmeyen başvuru sayısı ise 3.500‘den fazla olup, bunların 670 tanesi hakkında yıl içerisinde, 2.543 tanesi (kayıttan düşülecek başvurular hariç) hakkında ise 2024 yılının sonuna doğru bir ihlal kararı verileceğini bekliyorum.
- Sekiz ayrı grup altında birleştirilerek 19/03/2021 ile 17/05/2021 tarihleri arasında Türk Hükümeti’ne bildirilen 865 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- On bir ayrı grup altında birleştirilerek 23/11/2021 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 2.543 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- Osman ÜNLÜ (40848/19) v. Türkiye ve diğer 10 başvuru grubu altında birleştirilerek 13 Şubat 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 11 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- Adem GÜMÜŞ v. Türkiye ve diğer 152 başvuru grubu altında birleştirilerek 7 Kasım 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 153 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- Yasin Akdeniz v. Türkiye ve diğer 13 başvuru grubu altında birleştirilerek 12 Haziran 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 14 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
- İlhan KARASU v. Türkiye ve diğer 61 başvuru grubu altında birleştirilerek 11 Aralık 2023 tarihinde Türk Hükümeti’ne bildirilen 62 başvurunun tüm detayları için buraya tıklayınız
AİHM DAVALARI HAKKINDA SMS İLE ÜCRETSİZ BİLGİLENDİRME HİZMETİ
- Eğer başvuru numaranızı biliyorsanız,
- Bu başvuru Davalı Devlet’e bildirildiyse,
- Ve tarafımca takip edilen grupların birisi içerisinde arasında yer alıyorsa
Müvekkillerime sağladığım ‘Ücretsiz SMS ile Bilgilendirme’den siz de faydalanabilirsiniz. Bu hizmetten faydalanmak için buraya tıklayınız.
AİHM ÖNÜNDEKİ GELİŞMELERDEN HABERDAR OLMAK İÇİN WHATSAPP KANALIMA KATILABİLİRSİNİZ
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önündeki davalarda yaşanan gelişmelere,
- AİHM kararlarına,
- AİHM’in Türk Hükümeti’ni savunmaya davet ettiği davalara,
- AİHM’in önemli bildirilerine
- Yazımlarıma,sıcağı sıcağına ulaşmak için WhatsApp kanalımı takip edebilirsiniz.