AHİM

AİHM ÖNÜNDEKİ 188 BAŞVURUNUN KAYITTAN DÜŞÜRÜLME RİSKİNE DAİR: CEVAP VERMEME NEDENLERİ

AİHM önündeki başvurular kapsamında kaleme aldığım 7 Şubat 2024 tarihli yazımda, Türk Hükümeti’nin savunmasına karşı 26 Haziran 2023 tarihine kadar cevap vermediği gerekçesiyle kayıttan düşürülmesi talep edilen 188 başvuruyu liste halinde paylaşmıştım (ilgili yazıma ulaşmak için tıklayınız).

AİHM önündeki ByLock vb. İddiasına Dayanan Tutuklamalar

ByLock

Bu başvurular, esas olarak, ByLock kullanımı vb. iddialara dayanılarak başvurucuların 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi sonrasında Türk makamları tarafından “Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması” olarak tanımlanan ve darbe girişiminin arkasında olduğu değerlendirilen bir örgüte üye oldukları şüphesiyle yakalanmaları ve tutuklama tedbirine maruz kalmaları ile ilgilidir.

7 Şubat 2024 tarihli yazımda, Türk Hükümeti’nin kayıttan düşürülmesini talep etmelerine rağmen başvurucu ya da avukatlarının hareketsiz kalmaları durumunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ilgili davaları kayıttan düşüreceğini (örnek vakalar için tıklayınız); ilgililerin başvurunun kayıttan düşürülmesini önlemek amacıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile iletişime geçerek davalarını takip etme niyetinde olduklarını belirtmeleri gerektiğini de dile getirmiştim.

Yazımın devamında, listede yer alıp da davasını takip etme niyetinde olan ilgililerin tarafımla iletişime geçmeleri durumunda kendileri ile davalarını takip etme niyetlerini Mahkeme’ye bildirebilecekleri bir dilekçe paylaşacağımı hatta durumun aciliyetine binaen yine bu kapsamda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile faks üzerinden de iletişime geçerek kendilerine kolaylık sağlayacağımı ve de son olarak bu kapsamda vereceğim ücretsiz desteğin yalnızca otuz gün ile sınırlı olacağını da belirtmiştim.

AİHM

Söz konusu yazımın yayımlanmasını takip eden ilk dört gün içinde konu ile ilgili toplam otuz üç avukat ya da başvurucu tarafımla iletişime geçerek destek istediler ben de her birine tek tek ücretsiz şekilde yardımcı oldum. Ayrıca, ilgili avukat ya da başvurucuların tamamı ‘listeyi paylaşarak kendilerini uyardığım, ücretsiz bir şekilde yardımcı olduğum ve de en önemlisi davalarını kayıttan düşme tehlikesinden kurtarılmasına ve de ihlal edilen haklarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından tespit edilmesine yardımcı olduğum için’ çok çok teşekkür ettiler.

Bu hususu özellikle belirtmek istedim. Çünkü, maalesef baroya kayıtlı bir avukat ‘bu şekilde bir liste paylaşmamın etik olmadığını ve de rekabet yasağına aykırı olduğunu belirterek tarafımı baroya şikâyet edeceği’ konusunda uyardı. Baroya kayıtlı bir avukat olmadığım ve de vergisini zamanında ödeyen bir hukukçu olduğum için tabi ki bu uyarının tarafım üzerinde herhangi bir etkisi olmadı. Ayrıca, -bana ulaşan vakalar dikkate alınarak- en az otuz üç başvurunun kayıttan düşme tehlikesinden kurtarılması, ihlal edilen hakların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından tespit edilmesi ve de aşağıda yapacağım uyarılar karşısında neyin etik olup olmadığını sizlere bırakıyorum.

Türk Hükümeti, ilk süresi içerisinde cevap verilmediği gerekçesiyle 188 başvurunun kayıttan düşürülmesini talep etmişti. Sorunun kaynağını irdeleyip ortaya çıkarmak ve de ileriki davalarda benzer sorunların yaşanmasını önlemek amacıyla gerekli uyarılarda bulunabilmek için tarafıma ulaşan toplam otuz üç ilgiliden ‘cevap vermeme’ gerekçelerini tek tek öğrendim. Cevap vermeme gerekçelerini aşağıdaki altı ayrı başlık altında topladım.

  1. Türk Hükümeti’nin savunmasının ilgililere ulaşmaması nedeniyle ilgililerin gelişmelerden haberdar olmaması
  2. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 24/03/2023 tarihli yazısının yanlış yorumu nedeniyle ilgililerin Türk Hükümeti’nin savunmasına karşı bir cevap verileceğini bilmemeleri
  3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gönderdikleri başvuru formunda, ilgililerin adil tazmin talebinde bulunduklarını belirterek ‘tekrardan adil tazmin talebinde bulunmayı’ gerekli görmemeleri
  4. İlgililerin adil tazmin taleplerini ve de kendi gözlemlerini posta yoluyla göndermelerine rağmen bunların işleme alınmaması
  5. İlgililerin eComms (AİHM elektronik İletişim sistemi) üzerinden evrak gönderme konusunda sorun yaşamaları
  6. Başvurucunun vasisinin hakkı olmadığı halde temsilci gibi hareket etmesi

Aşağıda ise tarafıma ulaşan otuz üç vakanın istatistiklerini paylaşıyorum.

cevap vermeme
AİHM ÖNÜNDEKİ 188 BAŞVURUNUN KAYITTAN DÜŞÜRÜLME RİSKİNE DAİR: CEVAP VERMEME NEDENLERİ 13

Başvurucuların ya da Avukatların AİHM’e Cevap Vermeme ya da Verememe Nedenleri

Türk Hükmeti, söz konusu 188 başvurunun kayıttan düşürülmesini talep ederken Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin aşağıda yer alan 37. maddesine dayanmış ve ilgililerin davalarını takip etme niyetinde olmadıklarını dile getirmiştir.

MADDE 37
Kayıttan düşürme
  1. Yargılamanın her aşamasında, Mahkeme aşağıdaki koşulların
    oluştuğu kanısına varırsa bir başvurunun kayıttan düşürülmesine
    karar verebilir:
    a) başvuru sahibi davasını takip etme niyetinde değilse, veya
    b) ihtilaf çözümlenmişse, veya
    c) Mahkeme’nin saptadığı herhangi bir başka gerekçeden
    ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı
    kılan bir neden görülmezse.
    Ancak, bu Sözleşme ve protokolleri ile güvence altına alınan insan
    haklarına saygının gerekli kıldığı hallerde, Mahkeme başvuruyu
    incelemeye devam eder.
  2. Mahkeme, koşulların bunu haklı kıldığı kanısına varırsa, bir
    başvurunun yeniden kayda alınmasını kararlaştırabilir.

İleriki davalarda benzer sorunların yaşanmasını önlemek amacıyla aşağıda tek tek yaşanan sorunları irdeledim.

Türk Hükümeti’nin savunmasının başvurucu ya da avukatına ulaşmaması nedeniyle ilgililerin gelişmelerden haberdar olmaması

Türk Hükümeti’nin kayıttan düşürülmesini talep ettiği 188 başvurunun da içerisinde yer aldığı ve Özgürlük ve Güvenlik Hakkı’nın ihlal edildiğine yönelik şikâyetlerin dile getirildiği 2.543 başvurusu kapsamında Hükümet’in gözlemleri, 24/03/2023 tarihinde elektronik iletişim sistemi‘ne yüklenmiştir (gelişmeyi ele aldığım ve ilgili 2.543 başvurucunun yer aldığı listeye ulaşmak için tıklayınız).

Aslında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, daha önceden 2022 yılı ocak ayı içerisinde, 2023 yılı ocak ayı içerisinde (ilgili yazım için tıklayınız) ve de üçüncü olarak 2023 yılı nisan ayı içerisinde (ilgili yazım için tıklayınız) başvurucuları uyararak bir elektronik iletişim sistemi hesabı açmalarını talep etmişti. Ben de başvurucuların Mahkeme ile arasındaki irtibatı ölçmek amacıyla bir anket yaptım ve bu ankete bu üç yazının kendisine gönderildiği yüzlerce kişi katıldı. Anket sonuçlarını aşağıda paylaşıyorum, bu sonuçlara göre Mahkeme gönderdiği ilgili üç yazının üçü de başvurucuların %58’ine ulaşmamıştır (ilgili yazıma ulaşmak için tıklayınız).

AİHM-anket
AİHM ÖNÜNDEKİ 188 BAŞVURUNUN KAYITTAN DÜŞÜRÜLME RİSKİNE DAİR: CEVAP VERMEME NEDENLERİ 14

Görüldüğü üzere, başvurucular ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi arasında büyük bir iletişim sıkıntısı var. Bu sıkıntıyı aşabilmek adına, böyle bir sıkıntı yaşayacağından korkan başvurucuların ayda bir kere aşağıda bir görseli bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Yargılama Süreci arama motoru (AİHM Başvuru Sorgulama ya da AİHM Dosya Sorgulama Ekranı)’nu kullanarak bir başvurunun hangi aşamada olduğunu sorgulamalarını tavsiye ederim. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Yargılama Süreci arama motoru (AİHM Başvuru Sorgulama ya da AİHM Dosya Sorgulama Ekranı)’na ulaşmak için buraya tıklayınız.

AİHM Başvuru
AİHM ÖNÜNDEKİ 188 BAŞVURUNUN KAYITTAN DÜŞÜRÜLME RİSKİNE DAİR: CEVAP VERMEME NEDENLERİ 15

AİHM’in 24/03/2023 tarihli yazısının yanlış yorumu nedeniyle başvurucu ya da avukatların Türk Hükümeti’nin savunmasına karşı bir cevap verileceğini bilmemeleri

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 24 Mart 2023 tarihinde ilgililere aşağıda bir örneği bulunan yazıyı göndermiştir.

Aşağıdaki görselde de görüleceği üzere Mahkeme, bu yazısında ‘mevcut başvuru(lar)da ortaya çıkan sorunların büyük bir kısmının Mahkeme’nin yerleşik içtihadına konu olduğunu’ belirterek ilgililerin Hükümet’in savunmasına herhangi bir cevap vermelerine gerek olmadığını da belirtmiştir.

cevap vermeye gerek yok
AİHM ÖNÜNDEKİ 188 BAŞVURUNUN KAYITTAN DÜŞÜRÜLME RİSKİNE DAİR: CEVAP VERMEME NEDENLERİ 16

Ancak, aşağıdaki görselde de görüleceği üzere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, aynı yazısında ‘eğer varsa, ilgilileri 26 Haziran 2023 tarihine kadar adil tazmin taleplerini sunmaya davet etmiştir’.

adil tazmin talepleri
AİHM ÖNÜNDEKİ 188 BAŞVURUNUN KAYITTAN DÜŞÜRÜLME RİSKİNE DAİR: CEVAP VERMEME NEDENLERİ 17

Maalesef, Mahkeme’nin bu yazısı başvurucu ya da avukatlarının kafasını karıştırmıştır. Çoğunluğu oluşturan birinci grup ‘hiç cevap vermeye gerek yok’ zannıyla (aşağıdaki görsele bakınız) hareket etmiş, yalnızca iki kişiden oluşturan ikinci grup ise ‘zaten bizim amacımız para değil, yaşanan mağduriyetin tespit edilmesi’ diyerek adil tazmin talebinde bulunmaya gerek duymamıştır.

aihm WhatsApp min 1
AİHM ÖNÜNDEKİ 188 BAŞVURUNUN KAYITTAN DÜŞÜRÜLME RİSKİNE DAİR: CEVAP VERMEME NEDENLERİ 18

Birinci grup, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yazısını tamamen yanlış yorumlamıştır. Çünkü Mahkeme, ‘mevcut başvuru(lar)da ortaya çıkan sorunların büyük bir kısmının Mahkeme’nin yerleşik içtihadına konu olduğunu’ belirterek ilgililerin Hükümet’in savunmasına herhangi bir cevap vermelerine gerek olmadığını belirtse de bunları adil tazmin taleplerini sunmaya davet etmiştir. İkinci grup ise adil tazmin talebinde bulunmayabilir, ancak Mahkeme’nin yukarıda tek tek tarihlerini belirttiğim yazılarına (ilgili yazılara ulaşmak için tıklayınız) cevaben en azından elektronik iletişim sistemi hesabı açılmasını talep etmeleri gerekirdi. Bu dahi başvurunun kayıttan düşürülmesini engeller. Tabi böyle bir durumda Mahkeme, herhangi bir tazminata hükmetmez.

BU BAŞLIK ALTINDA ÇOK ÖNEMLİ NOT: AİHM, ByLock vb. iddialarına dayanan Sözleşmeye aykırı tutuklama neticesinde Özgürlük ve Güvenlik hakkının ihlal edildiği iddiasına yönelik şikayetler kapsamında yer alan 2.543 başvurucuya 24 Mart 2023 tarihinde bir yazı göndermiştir. Yukarıda da belirttiğim üzere bu yazıda Mahkeme, ‘mevcut başvuru(lar)da ortaya çıkan sorunların büyük bir kısmının Mahkeme’nin yerleşik içtihadına konu olduğunu’ belirterek ilgililerin Hükümet’in savunmasına herhangi bir cevap vermelerine gerek olmadığını da belirtmiştir.

Bu ‘cevap vermeye gerek yok’ ifadesi yalnızca ilgili 2.543 başvuru için geçerlidir. Sonraki tüm başvuruların tamamında Mahkeme ilgilileri Hükümet’in savunmasına cevap vermeye davet etmiştir. Sonuç olarak, ‘Ama cezaevinde beraber kaldığım arkadaşım cevap vermemiş tazminat aldı’, ‘İnternette okudum artık bunlara cevap vermeye gerek yok, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi direkt para veriyor’, ‘AİHM artık Türkiye’den savunma bile istemiyor, dava sona erdi, ihlal kararı çıkacak, bunlara cevap vermeye gerek yok’ şeklindeki ifadelere itibar etmeyin. Eğer Mahkeme sizi Türk Hükümeti’nin savunmasına karşı kendi gözlemlerinizi sunmaya davet ettiyse mutlaka cevaplarınızı sunun.

AİHM’e gönderdikleri başvuru formunda, başvurucu ya da avukatların adil tazmin talebinde bulunduklarını belirterek ‘tekrardan adil tazmin talebinde bulunmayı’ gerekli görmemeleri

Maalesef bazı avukatlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gönderdikleri başvuru formunda, adil tazmin talebinde bulunduklarını belirterek ‘tekrardan adil tazmin talebinde bulunmayı’ gerekli görmemişler, bu nedenle de Mahkeme kendilerini davet ettiği halde adil tazmin talebinde bulunmamışlardır.

Maalesef, yanlış bilinen bir uygulama kapsamında AİHM Başvuru Formu‘nun on üçüncü sayfasında yer alan ve de aşağıda bir görseli bulunan kutucuğa ilgililer adil tazmin taleplerini yazmaktadır.

ek bilgi ve aciklamalar min
AİHM ÖNÜNDEKİ 188 BAŞVURUNUN KAYITTAN DÜŞÜRÜLME RİSKİNE DAİR: CEVAP VERMEME NEDENLERİ 19

Kural olarak, AİHM Başvuru Formu’nda değil; şikâyet, Davalı Devlet’e bildirildikten sonraki aşamada Mahkeme ilgilileri davet ettiği zaman adil tazmin talebinde bulunulur. Bunun dışında yapılan adil tazmin talepleri asla kabul görmez.

Başvurucu ya da avukatların adil tazmin taleplerini ve de kendi gözlemlerini posta yoluyla göndermelerine rağmen bunların işleme alınmaması

Maalesef üç vakada, elektronik iletişim sistemi hesabı bulunmayan başvurucu ya da avukatı -kendi iddialarına göre- adil tazmin taleplerini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gönderdikleri ve de bu talepler Mahkeme tarafından teslim alındığı halde işleme alınmamıştır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile posta üzerinden iletişim kurmak her zaman sorunlara yol açmıştır. Kendi açımdan yazacak olursam, eComms hesabıma henüz eklenmemiş bir davada kendi gözlemlerimi ve de adil tazmin taleplerimi Mahkeme’ye postayla gönderdikten sonra birkaç gün içinde bu başvuru elektronik iletişim sistemi hesabıma ekleniyor. Bu da, taleplerimin işleme alındığını gösterdiği için beni rahatlatıyor.

Mahkeme’ye posta ile cevap ve taleplerini gönderdiği ve de bunların Mahkeme tarafından teslim alınmasının üzerinden bir ay geçtiği halde henüz o başvuru ilgilinin elektronik iletişim sistemi hesabına eklenmediyse, ilgilinin öncelikle Mahkeme ile faks üzerinden irtibata geçmesini, bu şekilde de sonuç alamaması durumunda mutlaka postayı tekrar göndermesini tavsiye ederim. Bu yöntem olası mağduriyetlerin çoğunlukla önüne geçecektir.

Başvurucu ya da avukatların eComms (AİHM elektronik İletişim sistemi) üzerinden evrak gönderme konusunda sorun yaşamaları

eComms

Maalesef üç vakada da, ilgililer eComms üzerinden cevaplarını ve taleplerini gönderdiklerini sandıkları halde gönderememişlerdir. 16 Haziran 2023 tarihli yazımda (ilgili yazım için tıklayınız) Google Chrome tarayıcısı kullanarak eComms üzerinden Mahkeme’ye belge gönderilemediğini belirterek, ilgililerin Microsoft Edge ya da Yandex kullanmalarını tavsiye etmiştim. Çünkü Google Chrome’da söz konusu elektronik iletişim sistemi‘ne belge yüklenebiliyor, ancak bu belge Mahkeme’ye gönderilemiyor. İlgililerin de eComms’a yükledikleri belgenin Mahkeme’ye gönderildiği zannıyla hareket etmeleri de maalesef mağduriyetlere yol açmıştır. Bu konuda detaylı bilgiye ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Başvurucunun vasisinin hakkı olmadığı halde temsilci gibi hareket etmesi

Maalesef iki vakada, başvurucunun yasal vasisi, başvurucu kendisine ıslak imzası ile herhangi bir yetki vermediği halde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde başvurucunun yasal temsilcisi olarak hareket ederek gözlemlerini ve adil tazmin taleplerini başvurucu adına göndermiştir. Maalesef bu gibi sunumları da AİHM, kabul etmemektedir.

Her ne kadar ilgili kişi ulusal mevzuat uyarınca başvurucunun yasal vasisi dahi olsa başvurucu ile vasi, aralarında bir Yetki Belgesi düzenlemelidir. Başvurucu, vasinin kendisini temsil etmesine izin verdiğine vasi ise başvurucuyu temsil ettiğine dair bu yetki belgesini imzalamalıdır. Bunun aksi durumda vasinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde başvurucuyu temsil etme hakkı bulunmamaktadır. Ayrıca, vasinin bir avukat olmaması durumunda Daire başkanının, vasinin başvurucuyu temsil etmesine izin vermelidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin web sitesinde yer alan yetki belgesine ulaşmak için buraya tıklayınız.

Somut iki olayda, vasi kendi gözlem ve adil tazmin talepleri ile birlikte bu Yetki Belgesini de sunsaydı, işte bu geçerli bir sunum olurdu.

Yazının Sonu

Başvuruculara ve de avukatlara faydalı olması amacıyla karşılaşılan sorunları tek tek ele alarak irdeledim. Ayrıca, ileriki davalarda benzer sorunların yaşanmasını önlemek amacıyla çözüm önerilerimi de sundum. Bu konuda sorusu olanlar tereddüt göstermeden tarafıma ulaşabilir.

Whatsapp
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önündeki davalarda yaşanan gelişmelere,
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına,
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk Hükümeti’ni savunmaya davet ettiği davalara,
  • AİHM’in önemli bildirilerine
  • Yazımlarıma,sıcağı sıcağına ulaşmak için kanalımı WhatsApp kanalımı takip edebilirsiniz.

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir